İlk yazım çıktığındaki heyecanımı hiç kaybetmeden 3 yıl boyunca haberleri ve köşe yazılarımı tüm heyecanımla yapmaya devam ettim. Spora ve özellikle herkesin bildiği gibi Orduspor'a olan sevdam, bu heyecanımı bir nebze olsun azaltmadı.
Bir çok kişi bana göre bu şehrin halen en büyük markası olan Orduspor'u neden bu kadar sevdiğime hayret ediyor. İstanbul takımları varken, hatta Trabzonspor, nasıl bu yenilen, kaybeden ve bazılarının dilinde biten takım sevilebilir. Ordu'yu Ordu yapan, formasına bile dokunduğumda kalbimin farklı şekilde çarptığı takım Orduspor. İlk gençliğimde babamın omuzlarına çıktığım, maç sabahı kahvaltıyı bile yapmadan stadyumun yanında gözümü açtığım, gurbetteyken kaçırdığım maçlara üzüldüğüm, ne şartlarda olursa olsun gidebildiğim maçlara bir özlemle hep gittiğim. Benim için Orduspor'u sevmek aslında insanları sevmekten de öte...
Orduspor'u sevdiğim için başladığım ve yaklaşık 3 yıldan fazla bir şekilde yaptığım bu mesleğe belki ara vereceğim belki de veda edeceğim. Eğitim-Öğretim hayatımdan dolayı yazı Amerika'da geçireceğim ve bu yüzden artık aktif bir şekilde yazılarıma devam edemeyeceğim. Şu an için ara vermek en doğru olanı ancak gelecek neyi gösterir bilinmez. Spor52.com sitesinde haberleri paylaşmaya çalışacağım ancak saat farkı Ordu Yorum Gazetesi ile devam etmemi engelleyecek en büyük etken olacak.
Yazılarımla ilgili ilk eleştirimi aldığımda, içten içe kendimle gurur duyduğum anlardan birisini yaşamıştım. Yazılarım artık eleştirilecek kadar ciddiye alınıyordu. 3 yıl boyunca bu yolda yeri geldi takdir kazandım, yeri geldi eleştirildim, yeri geldi tehdit aldım, yeri geldi saygı kazandım. Bana destek veren, yanımda olan herkese teker teker teşekkür ederim. Kalp kırdıysam ya da sürç-i lisan ettiysem affola. Hoşcakalın.
Bu arada Orduspor için inancınız olsun ki ''ARMAMIZI SATMADAN, ONURUMUZLA DÖNECEĞİZ''