Zaman ,zemin(yer) olarak bakılırdı bizim mahallede.
Zaman kendisini yenilediği olur,zaman kendisini eskittiği bilinir ve ölen -kalan arasında "sağ"lar bizimdir denilirdi.Sağ;bir düşünce anlatımı,iması olmazdı,Dik kalmak,sağlıklı olmak ve sahiplenilmek anlamını taşırdı.Sağ olsun,selim olsun,bizim olsun...
Mekan,zemin,yer hangi kelimeyi kullanmak isterseniz isteyiniz ;Doğru olmalı "çuk" oturmalıydı;oturmasını bilmeyen,kendisini düşmekten kurtulamayanlara ise,yine bizim mahallede "Güğüm götlü" olması dilenir,öyle görülmesi,yapılması,düşünülmesi ve uygulanması istenilirdi.
Sağlıklı ve güğüm götlü(dip) olması,yakalanması görüldüğü zaman işte denilir ve kendi beceri,üstünlük vede kararlılığı ifade edilirdi.Tartışma,hareket etmek,miting alanlarına koşmak,yeni mevziler,alanlar yakalamak ve yeniden doğmak ve ardından küllerinden ateş yaratmak denilerek,düşler,hayaller dünyasında kendimizi bulmayı seçerdik.Mutluyuk o zaman ve zeminler de.Şahaneydik "Öncü"lük ettiğimiz alanlarda ve kendimizi bilir,sahiplenirdik "Ölüm"üne gittiğimiz değerlerin arasında olmaktan...
Düşlerimiz ayaklandırmak için zamanın saniyelerini kullanır,boşa harcamazdık hiç bir anımızı.Bir boya kutusu ,fırçası ,olmaz ise elimizdeki kalem ve "Çakı" bıcağımız ile kendimizi kazırdık,duvar,tahta,sıra ve masalara...
Gün zamanı ezip geçtiğinde,yer ayaklarımızın altında şiddeti ölçüm ayarlarımızın beyinlerini karıştırmak için çabaladığında,Bizler yine;Yer-zaman demekten geri kalmadık.En zor anlarımızda,Dünyayı,Ülkeyi ve İşçi,emekçi,çalışan ve çalışmayan,asalak ve donkişotlaşarak Muhbir,Ajan ve ötekileştirmeyi maharet kabullenerek kendisini başka zemin ve mekanlarda adledenler karşışında farklı duruş,düşün ve yaptırımlar dan taviz vermedik,veremezdik,onur ve ad eylemiştik o günlerimizi..
Düşlerimizi almış ellerimize ,yerleştirmiş ve en güzel yıldız içinde koymuş,saklamıştık bedenlerimizin her yerinde. O günler,Tartış,ara,bul ve en güzelini yakala ve kendini kabullendir dostta-düşmana olarak bilinir ve davamız dediğimiz o değere saygı duyardı düşman ,hançer,jop,tekme,zincir,hücre,gaz ve ölüm...
Her çıkan yayın fırından çıkmış "Somun" ekmeği gibi taze kalır ve pay ederdik dilim dilim her parçasını kendimizle.
Öyle bir yer kayması,beyin hücreleri körletildi,maden ocaklarında kaldık "Gaz" patlaması,göçük arasında,bedenlerimiz,ses'lerimiz duyulmadı ve öldük o zaman geldiğinde.Meydanlar boşaldı,basın-dergi,kuşlama,pullama,boya ve fırça,bıçak ve kalemlerimiz susturulduğunda ;İşte o zaman ben de unuttum bildiklerimi.
Unutmak hatırlamamak olmadığını bilerek sus dediler,körleş dediler,yoksun,yok sayıldın,elim sende değil denildiğinde ;İşte o zaman bende yoktum.Arama o yerlerde diyemeden yürüdük ve koptuk yaşamın kızgın pratiğinden...
Ben ve biz olmadığımız da onların olmayacağını bilemediler,Eski dediler,kokuşmuş dediler,bizden kalmaları antika belleyip ;"Bit pazarında" aradılar ama biz "Sarraf"pazarında,antikacı dükkanlarında ve tarihin,hayatın en güzel yerinde yaşamayı biliyor ve yaşıyorduk.İşte o zaman ben beni unuttum...Saygılarımla...