Çanakkale’den Eceabat’a feribotla geçerken göze ilk çarpan Gelibolu Yarımadası’nda ‘’Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir’’yazısı oluyor. Boğazdan geçen gemileri selamlayan bu mısralar YÜZ YIL ÖNCE kazanılan zaferin ne kadar önemli olduğunun, bu topraklara basarken bir kez daha düşünmek gerektiğinin en açık ifadesi.Tarih derslerinden öğrendiğimiz CONKBAYIRI, Anafartalar,57.Alay, Ertuğrul Koyu hayal olmaktan çıkıp gerçeklik kazanıyor.Kurumuş otların arasında gezerken neredeyse top sesleriyle irkiliyor, omuz omuza mücadelenin verdiği Conkbayırı’ndaki Siperlerde yürürken üzerinizden geçen mermilerin sesini duyuyoruz. Bugünü canlı yaşamak ve kalbinde coşkuyu tatmak, hissetmek için 2000 yıllarında çok sevdiğim ve aile dostum kızını , eşiyle birlikte yengesini de yanlarına alarak Çanakkale’deki törene gittiler .Hissettiklerini ve görüp anlattıklarını dinlerken, her şeyle birlikte koca bir tarih gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçerken bende sanki onlarla birlikteymişim gibi hislenerek gözlerim dolu dolu yaşardı.Hep beraber bu duygulu anlar içersinde vay be! diyerek Bana da nasip olur dileğinde bulundum. Oradaki ziyaretLer de her milletten insan seli oluyormuş. Bilhassa ANZAKLARIN torunlarının torunu, dedelerinin mezar taşlarını okşayarak karanfiller bıraktıktan sonra dedelerimizin ve ölen bütün ANZAK kardeşlerimizin BU ELİN TOPRAĞINDA ne işleri vardıDiyerek hayıflanıyorlardı .Bu duyguları annem,babam ve yengem de yaşamış olacaklar ki onlara refakat ettiğimden dolayı,göz yaşları içinde duygulanarak bana teşekkür ettiler.Bugünü ve ÇANAKKALE’DE dolu olan yaşanmış tarihi eş ve Dostlarımıza, torun torbamıza anlatacağız dediler.
Devamı yarın...