Tarımda yıllardır çözülemeyen en önemli sorunlardan birisi veriye, bilgiye dayalı üretimin yapılamaması. Öylesine çarpık bir yapı var ki, çiftçi ihtiyacı olan bilgiye ulaşamamaktan, bilgi sahibi olan ziraat,gıda,su ürünleri mühendisleri, veteriner hekimler, teknikerler ise atamaları yapılmadığı için çiftçiyle buluşamamaktan şikayet ediyor.Bilgi sahibi olanlar ile bilgiye ihtiyacı olanları bir türlü bir araya getiremiyoruz.
Son yıllarda tarım konusunda yayın yapan basılı ve sözel yayınlar,tematik televizyon kanalları, teknoloji şirketleri bu bilgi ihtiyacını kısmen karşılasa da çiftçiler tarımsal bilgi ve danışmanlık hizmetlerinden yeterince yararlanamıyor.
Frankfurt School of Finance & Management (Frankfurt School) her yıl Türkiye tarım sektörünü ilgilendiren konularda saha araştırmaları gerçekleştiriyor. Bu araştırmaların sonuçlarını başta finans sektörü olmak üzere sektörün diğer ilgili paydaşlarıyla, politika yapıcılar, eğitim kuruluşları, üretici örgütleri ve diğerleri ile paylaşıyor.
Bu kapsamda; Frankfurt School, son olarak, Haziran – Eylül 2018 tarihleri arasında “çiftçilerin ihtiyaç duyduğu danışmanlık ve yayım hizmetleri”nin ölçülebilmesi amacıyla bir saha araştırması gerçekleştirdi.
Araştırma, 77 ilde bulunan ve faal olarak çiftçilik yapan 803 çiftçi ile yüz yüze görüşme yoluyla gerçekleştirildi.
Katılımcılara sorulan“Tarımsal faaliyetleriniz sırasında herhangi bir danışmanlık/yayım hizmetlerine ihtiyaç duyuyor musunuz?” sorusuna çiftçilerin yüzde 53’ü “Evet”, yüzde 1’i ise “Bazen” cevabı verdi, yüzde 36’sı ise “Hayır” dedi.
Her üç çiftçiden ikisi danışmanlık hizmeti alamıyor
“Son 3 yıl içinde ne tür danışmanlık hizmetlerinden faydalandınız?” sorusuna katılımcıların üçte ikisi (%65) herhangi özel veya kamusal bir danışmanlık hizmetinden faydalanmadığını belirtti. Buna karşın katılımcıların yüzde 27’si kamu kaynaklı danışmanlık hizmetinden, yüzde 7’si ise özel danışmanlardan yararlandığını belirtti.
Bu soruda, ücret karşılığında alınan danışmanlık/yayım hizmetleri “özel”, devlet bütçesiyle “ücretsiz” olarak sağlanan danışmanlık hizmetleri (Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi ile finanse edilen “tarım danışmanları” dahil) “kamusal” olarak adlandırılıyor.
Özel (ücretli) danışmanlardan hizmet aldığını söyleyen çiftçiler ortalama 174 dekar, kamu destekli tarım danışmanları veya kamu personelinden danışmanlık desteği alanlar 66 dekar, hiçbir danışmanlık hizmeti almayanlar ise 51 dekar alanda tarımsal faaliyet sürdürmektedir. Dolayısıyla, özel danışmanları daha çok orta ve büyük ölçekli çiftçiler kullanırken,küçük çiftçiler ya ücretsiz tarım danışmanlığından yararlanmakta ya da hiçbir danışmanlık almamaktadır.
---------
Çiftçi neden danışmanlık hizmeti alamıyor?
Danışmanlık hizmeti alamayan çiftçilerin yaklaşık yüzde 16’sı gübre ve ilaç bayilerinin tavsiyeleri ile hareket ediyor. Danışmanlık hizmeti almayan çiftçilerin verdiği cevaplara bakıldığında yüzde 46’sı ihtiyaç duymadığını, yüzde 32.6’sı hizmet alacak kuruluş bulamadığını, yüzde 10.5’i hizmetlerin yeterli kalitede olmadığını ifade ediyor.
En çok bilgi ihtiyacı hastalık ve ilaç konusunda
Katılımcı çiftçilerden bitkisel üretim yapanlara hangi alanlarda en fazla teknik bilgi ve danışmanlığa ihtiyaç duydukları, çoklu seçim imkanı tanınarak soruldu. Çiftçilerin üçte ikisi (%65) bu soruya “ilaç ve ilaçlama ”cevabı verirken, yüzde 54’ü “hastalık ve zararlılar” seçeneğini işaretledi. Bu durum, çiftçilerin hastalık ve zararlıları ve bunların yarattığı olumsuz etkileri tanıma, bunlara karşı önlem alma, mücadele yöntemleri gibi konularda ciddi bir desteğe ihtiyacı olduğu gibi; bu zararlılarla mücadele için hangi bitki koruma ürünlerinin kullanılması gerektiği, bu ürünlerin nasıl uygulanacağı vb. konularında da kendilerini çok savunmasız gördüklerini ortaya koymaktadır. Bitki koruma ile ilgili danışmanlık ihtiyacını, yüzde 38 ile “toprak ve gübreleme” ihtiyacı takip ediyor.
Hayvancılıkta besleme ve sağlık öne çıkıyor
Aynı soru, hayvansal üretim yapan çiftçilere sorulduğunda ise, en çok “hayvan besleme ve rasyon” (%47) ve “hayvan ölümleri” (%42) hakkında teknik desteğe ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor. Türkiye’de yeterli teknik personel ve altyapının varlığına rağmen, “suni tohumlama” sorunu araştırmada %31’lik oran ile üçüncü sırada yer almaktadır.
Araştırmada, son olarak katılımcı çiftçilere tarımsal değer zincirinde üretim dışındaki diğer alanların hangilerinde danışmanlığa ihtiyaçları olduğu soruldu..Çoklu seçim imkanı sunulan bu soruya verilen cevaplar aşağıdaki grafikte sunulmuştur.
Fiyat oluşumu,hibe,destek ve iklim değişikliği
Katılımcı çiftçilerin en çok danışmanlık talep ettikleri konu “fiyat oluşumu, pazarlama olanakları” oldu.. Aynı başlık Frankfurt School’un 2011 ve 2016’daki saha araştırmalarında da en önemli sorun olarak seçilmişti. Dolayısıyla, çiftçilerin karlılık analizi yaparak, ürünlerinin hasat sonrasında alacağı fiyat, fiyat oynaklıkları, alıcı/işleyici piyasaları, fiyatların oluşumu gibi konulardaki kronik bilgi ve danışmanlık ihtiyaçları devam etmektedir.
Katılımcıların ikinci olarak danışmanlık istediği diğer alan, kendileri için önemli bir finansman kaynağı olan “desteklemeler ve hibeler” oldu.
Bu bölümde çiftçiler üçüncü olarak %34 oran ile en çok “iklim değişikliği ve kuraklık” ile ilgili danışmanlık talep etmiştir. Bu talep, aynı soruda %13 pay alan “çevre bilinci ve sürdürülebilir tarım” talebi ile birlikte ele alındığında, Türkiye’de artık iklim ve çevre dostu bir tarım için farkındalığın yeterince oluştuğu düşünülmektedir. Buna karşın, ülkedeki tarımsal danışmanlık ve yayım hizmetleri iklim-akıllı ve çevre dostu tarımsal uygulamalar konusunda yetersiz kalmaktadır.
Özetle, çiftçinin ihtiyacı olan bilgi ve danışmanlık hizmeti sağlanmadan, veriye dayalı üretim ve pazarlama olanakları geliştirilmeden tarımda bir çok sorunu çözmek mümkün değil.