1940–41 Senelerinde mahalle bekçilerine amca ve ağabey olarak
hitap ederdik. Sakın bu tarihteki seneleri sizlere göre (M.Ö)milat-
tan önce olarak kabullenmeyiniz. Zaman bizlere göre su gibi akıp
gidiyor. Ne yaşadık ki diyerek geçen yıllarımıza hayıflanıyoruz.
Neyse gelelim konumuza. Saray, Aziziye ve Selimiye mahalleri
Bir birine yakınlıklarından dolayı bir birilerine zincirleme olarak
bağlıdırlar. Şimdi top atsanız kimse kimseyi duymaz,
.Bana şu an yine ah! Eski seneler ve günler dedirterek yaramı
deşmeyiniz. Bizim yaşadığımız senelerde ne bu kadar hırsızlık
ve nede asayiş olayları vardı. Belki de vardı ama mahalle bekçi
leri sayesinde duymuyor ve güven duyuyorduk. Hele hele gece
de olsa kadın ve kızlarımıza bu amca ve ağabeylerimiz güven
içinde herkese bekçilik yapıyordu. Bugünkü şartlara göre 1985
yılında kaldırılan bekçilerimizi kahve renkli elbise ve şapkaları
başın da geri getirilmesini istiyoruz. Birkaç dakikada çaldıkları
düdük hırsızların korkutup kaçmalarına yol açarken bizlerin
güven içinde uyumamızı sağlıyordu. BİR MAHALLE GÜVENLİĞİNİN önemli gücü olan bekçilerimiz kaşılıklı
fasılalı düdük sesleri sayesinde güven ve huzur veren bekçilerimize çok ama çok ihtiyaç var. Bekçilerimiz sayesinde akşamları konu komşuya ihtiyaçlarımızı rahatlıkla esnaflardan almaya ve arkadaşlarımıza ders çalışmaya gidiyorduk şayet geç kaldıysak
bizi bekçi açmalara teslim ederek evlerimize gönderirlerdi.
Şimdi ise insanlarımızı yolda soyuyorlar ve otobüslerde yolcuların
Yanında genç kızlarımızı rahatsız diyorlar. Bizlerin zamanında AR,
NAMUS vardı, mahalle kızlarımıza ne kötü gözle bakar ve baktırırdık Hepsi bizim bacılarımız ve namusumuzdu. Şu an ise her şey POLİSE KALDI. Ancak her olaya yetişemediklerinin imkân harici olduğumu görüyor ve müşahede ediyoruz.