Değerli okurlarım, dünkü yazımızda dini batılın oluşunu ve dinin istendiği gibi yozlaşılarak kullanıldığını surelerle izah etmeye çalışmıştım. Bugün ise dinci ile dindar arasındaki farkı sizlere açmaya çalışacağım.
Dindar, dinin yani tanrısal iradenin kendisini kullanılmasına izin veren bunun içinde dinin sahibi olan Allah’ a teslim olan insandır.Dincilik, tanrıya hizmet yaftası altında dini tanrı iradesinin tersine işletmenin şeytani zihniyetidir.
Dinci ise dinin kendisini kullanmasına asla izin vermeyen, dini kendi hesapları için kullanmaktan asla vazgeçmeyen insandır.
Dindar, seçkin ve üstün niteliklere sahiptir. Kendi adını kullanarak Allah için iş yapar.
Dinci ise Allah adını kullanarak kendisi için iş yapan, insanları sömüren bir sahtekardır.
Değerli dostlar, dindarların en zararlı düşmanı dincilerdir. Çünkü dinci, dindarın en yüce, en kıymetli sermayesini kirleteni çalan, istismar eden namerttir.
Dinci, dindarın hayatı pahasına koruduğu yücelikleri birer maske gibi kullanarak hesaplarını denk getirmeyi esas alan hayasız bir hırsızdır, gaspçıdır.
Dindar, Allah’ ın rahmeti, dinci ise Allah’ ın musibiyetidir.
Dincinin dini imanı, tanrısı, ibadeti hep çıkarı ve hesabıdır. Hz. Muhammet (s.a.s), “ümmetim adına en çok korktuğum şey” dediği, dincilik maskeli bir şirktir.Şirk, bilindiği gibi Allah’a eş koşmak ve onun ortağı olduğunu söylemektir. İnsanlar dini kullanarak, zalimler ve çıkarlarını ön planda göstermektedirler.
Yüce Allah’ ımızın peygamberlere gönderdiği ayetlerde dinin sırları saklıdır. Ancak günümüzde bu sırların ortaya çıkarılamaması yobazlığı ve gericiliği arttırmakla beraber ibadeti sadece ama sadece şeklen yapılmasına sebep olmaktadır.
1400 lü yılların sonlarına kadar önemli İslam alimlerinin var oluşu nedeniyle Müslümanlar Avrupa devletlerinden daha ileride, günün teknolojisine uygun olarak yaşıyorlardı.
Oysa bugün dünya ülkelerinin en geride kalmış ülkeleri Müslüman ülkelerdir. Bunun sebebi de İslam alimlerinin dindarlık değil dinci oyunlarına girmesidir.İbadeti şeklen yapıyoruz dedim, namaza başlanmadan önce şartlarına uygun olarak abdest alınır ve Allah’ ın farzı olan namaza niyet edilerek başlanır. Bildiğimiz sadece bu kadar, şeklen namaz kılıyoruz doğrudur.
Peki okuduğumuz surelerin manasını ve icbarını biliyor muyuz?
İslam alimi geçinen zatların her birinin tasviri birbirine uyuyor mu?
Şeklen yapılan ibadet ruhu tatmin edebilir, ne yazık ki buda dini gericiliği sebebiyet verir. Çünkü okuduğumuz ve yaptığımız ibadetin manasını bilememekteyiz. İcmalini keşfedememekteyiz. Dünyanın sırrı kuran da saklıdır. Peki bizi aydınlatacak alimler nerede..
1400 lü yıllarda kalan alimler Yavuzları, Fatihleri yetiştiriyorlardı, Müslümanlığın hak pak olan yüzünü Müslüman alemiyle paylaşıyorlardı. Bugünlerde ise her biri siyasetin kölesi olmuş, paydası olmuş, ibadetleri menfaatleri ve çıkarları üzerine yaptıran ve yapan kesimler olmuşlardır.
Sonuç, İslam ülkeleri adına kayıptır…
KAYNAK: Yaşar Nuri Öztürk Rahmi Turan