Eline geçen çeşitli fırsatları değerlendirerek birey olarak yaşadığı toplumda zirve yapanlar, zaman içinde yaptıkları uygulamalar sonucu  halkını unuttuğunun ortaya çıkması ile inişe geçmiş, yok olmuşlardır. Yok olmayan geride bıraktıkları zihniyet olmuştur. Bu zihniyetin sahipleri fırsatını bulduklarında yeni bir bireyin etrafında birleşerek yeniden zirveye ulaşmasını başarmışlardır. Bu zihniyeti zamanımızda Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu AKP partisi temsil etmektedir. 
Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar Cumhuriyet zihniyetini kabullenememiş bu zihniyet, her fırsat yakaladığında Cumhuriyeti yıkmak için en sinsi biçimde çalışarak varlığını devam ettirmişlerdir. Bu zihniyet yaşamak için halkın inancını istismar etmiş, etmeye de devam edecektir.
Bu zihniyet Osmanlı zihniyetidir. Nedir bu zihniyet; Halkına üretim yaptırma yolunu terk ettirip, savaşma yolunu açan zihniyettir. Onun içindir ki Osmanlı İmparatorluğu savaşmaktan Avrupa’da gelişen sanayi devrimini görememiş, en zirvede olduğu dönemde Fransa ile kapitülasyon anlaşmasını yapmıştır. Bu zihniyet yüz yıllarca kapitalist zihniyeti dışlamış Feodal zihniyetinde direnerek zirveden hızla inişe geçmiş, birinci dünya savaşı sonunda yok olmuştur. Kapitalist zihniyeti yürütenler zirveye oturmuşlardır. Günümüzde sanayi devrimini yapan bu kapitalist ülkeler İçinde bizimde olduğumuz, sanayi devrimini yapamayan ülkeleri yönetir olmuşlardır. Ülkemizde yaşanan siyasi, ekonomik ve sosyal olaylar, dünyayı yöneten  ülkelerin ülkemizdeki yansımalarıdır. Ülkemizde bu zihniyet devam ettikçe sorunları ortadan kaldırmak mümkün olmayacaktır. Bu zihniyetin en önemli özelliği kendine olan güvenini yitirmesidir. Ülkesinin bireylerine güvenmemesidir.
        Atatürk, Osmanlının yaşadığı zihniyete karşı çıkmış, Kapitalist ülkelerin Osmanlıyı ortadan kaldırmasına karşı koyarak, önce kendine sonrada Türk halkına güvenerek istiklal savaşını başlatmıştır. İstiklal savaşını kazanıp Lozan'da misakı milli sınırlarını çözdükten sonra siyasi kararını kapitalizmden yana ortaya koymuştur. Aynı dönemde siyasi kararını sosyalizmden yana koyan Rusya'da Lelin vardır. Atatürk kurulan yeni devletin yaşayabilmesi için Kapitalist zihniyetten yana siyasi yapısını oluşturmuştur. Kurduğu fabrikalarla  sanayiyi, getirttiği traktörlerle toprağı işleyerek,özel sektörü teşvik ederek kapitalist zihniyeti ülkenin siyasi yapısına yerleştirmiştir. Ülkesinde kurduğu kapitalist siyasi yapıyı emperyalist devletlerden korumak için bağımsızlığı ve milli olmayı temel ilke olarak benimsemiştir. Var olan Osmanlı kurumlarını kapatarak yeni sistemin kurumlarını kurmuştur. Yeni oluşturulan sistemle, Osmanlının biat toplumunu, özgür bireylerine dönüştürmüştür. Medreseleri kapatarak, yerine koyduğu çağdaş eğitim sistemi ile bilimi öne çıkarmıştır. Daha doğrusu altı okla ifade ettiği zihniyeti ortaya koymuştur. Atatürk'ün ortaya koyduğu bu zihniyetle bütünleşen Türk halkı, yeni kurulan Atatürk Cumhuriyeti devleti ile kısa zamanda gelişerek ve yükselerek  dünyada gelişmekte olan yirmi devlet arasına girmiştir. Atatürk Cumhuriyeti dünya milletlerine örnek olmuş, Emperyalizme karşı verdikleri savaşları kazanan çeşitli ülkeler bağımsız ulus devletlerine kavuşmuşlardır.                  Devamı yarın.        

Eline geçen çeşitli fırsatları değerlendirerek birey olarak yaşadığı toplumda zirve yapanlar, zaman içinde yaptıkları uygulamalar sonucu  halkını unuttuğunun ortaya çıkması ile inişe geçmiş, yok olmuşlardır. Yok olmayan geride bıraktıkları zihniyet olmuştur. Bu zihniyetin sahipleri fırsatını bulduklarında yeni bir bireyin etrafında birleşerek yeniden zirveye ulaşmasını başarmışlardır. Bu zihniyeti zamanımızda Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu AKP partisi temsil etmektedir. 

Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar Cumhuriyet zihniyetini kabullenememiş bu zihniyet, her fırsat yakaladığında Cumhuriyeti yıkmak için en sinsi biçimde çalışarak varlığını devam ettirmişlerdir. Bu zihniyet yaşamak için halkın inancını istismar etmiş, etmeye de devam edecektir. Bu zihniyet Osmanlı zihniyetidir. Nedir bu zihniyet; Halkına üretim yaptırma yolunu terk ettirip, savaşma yolunu açan zihniyettir. Onun içindir ki Osmanlı İmparatorluğu savaşmaktan Avrupa’da gelişen sanayi devrimini görememiş, en zirvede olduğu dönemde Fransa ile kapitülasyon anlaşmasını yapmıştır. Bu zihniyet yüz yıllarca kapitalist zihniyeti dışlamış Feodal zihniyetinde direnerek zirveden hızla inişe geçmiş, birinci dünya savaşı sonunda yok olmuştur.

Kapitalist zihniyeti yürütenler zirveye oturmuşlardır. Günümüzde sanayi devrimini yapan bu kapitalist ülkeler İçinde bizimde olduğumuz, sanayi devrimini yapamayan ülkeleri yönetir olmuşlardır. Ülkemizde yaşanan siyasi, ekonomik ve sosyal olaylar, dünyayı yöneten  ülkelerin ülkemizdeki yansımalarıdır. Ülkemizde bu zihniyet devam ettikçe sorunları ortadan kaldırmak mümkün olmayacaktır. Bu zihniyetin en önemli özelliği kendine olan güvenini yitirmesidir. Ülkesinin bireylerine güvenmemesidir.       

Atatürk, Osmanlının yaşadığı zihniyete karşı çıkmış, Kapitalist ülkelerin Osmanlıyı ortadan kaldırmasına karşı koyarak, önce kendine sonrada Türk halkına güvenerek istiklal savaşını başlatmıştır. İstiklal savaşını kazanıp Lozan'da misakı milli sınırlarını çözdükten sonra siyasi kararını kapitalizmden yana ortaya koymuştur. Aynı dönemde siyasi kararını sosyalizmden yana koyan Rusya'da Lelin vardır. Atatürk kurulan yeni devletin yaşayabilmesi için Kapitalist zihniyetten yana siyasi yapısını oluşturmuştur. Kurduğu fabrikalarla  sanayiyi, getirttiği traktörlerle toprağı işleyerek,özel sektörü teşvik ederek kapitalist zihniyeti ülkenin siyasi yapısına yerleştirmiştir. Ülkesinde kurduğu kapitalist siyasi yapıyı emperyalist devletlerden korumak için bağımsızlığı ve milli olmayı temel ilke olarak benimsemiştir. Var olan Osmanlı kurumlarını kapatarak yeni sistemin kurumlarını kurmuştur.

Yeni oluşturulan sistemle, Osmanlının biat toplumunu, özgür bireylerine dönüştürmüştür. Medreseleri kapatarak, yerine koyduğu çağdaş eğitim sistemi ile bilimi öne çıkarmıştır. Daha doğrusu altı okla ifade ettiği zihniyeti ortaya koymuştur. Atatürk'ün ortaya koyduğu bu zihniyetle bütünleşen Türk halkı, yeni kurulan Atatürk Cumhuriyeti devleti ile kısa zamanda gelişerek ve yükselerek  dünyada gelişmekte olan yirmi devlet arasına girmiştir. Atatürk Cumhuriyeti dünya milletlerine örnek olmuş, Emperyalizme karşı verdikleri savaşları kazanan çeşitli ülkeler bağımsız ulus devletlerine kavuşmuşlardır.Devamı yarın.