Cumartesiyi pazara bağlayan gece hıdrellez di…
Çocukluğumdan beri kutladığım bir gündür.
Annemizden gördüğümüz gibi akşam eşim bir ufak 
kâğıda dileklerimizi resmeder onu, iplikle bir gül ağ
acının dalına bağlarız bu güne kadar ertesi sabah erken
den onları alır, sonra bir çekmecede bir sonraki seneye
kadar saklardı. Bu yıl arkadaşlardan gelen uyarıları dik
kate alarak dilekleri yazdığımız kâğıtları denize attık, bir
de ağacın altına fil heykelciği koyduk. Fil, bolluk ve şans
getiriyormuş. Hıdrellez, Türk dünyasının binlerce yıl önce
den beri kutladığı bir bayram, yaza giriş bayramı…
Şaman dinine ait bir inanış. Hızır ile İlyas peygamberlerin 
buluşması anlamına geliyor. Türkler, İslamiyet’ e geçtikten
Sonra da bu bayramı kutlamaya devam etmişler. Kimi zaman
Nevruz Bayramı ndaki gibi ateşler yakmışlar, kimi zaman 
Edirne’de kutlanan Kakava Şenlikleri gibi eğlenceye, kimi 
zamanda bolluk getireceğini inanıldığı için kuzu çevirme 
şölenine dönüşmüş.          ***
Ne olursa olsun hıdrellez, öz ve öz bir Türk geleğenidir.
Bizim de geleneklerimize sahip çıkmamız, onu yaşatmamız gerekiyor. Şimdi diyeceksiniz, bu okumuş halinle dileklerin
İn bu şekilde gerçekleşeceğine inanıyor musun?
Tabii ki değil ama bu bir arzulama şeklidir. Bir dileği ne kadar
arzularsan gerçekleşme şansı da o kadar artar. Atalarımız boş
yere söylememiş, ‘bir şeyi kırk kere söylersen olur’ diye.
Eşimin şimdiye kadar gül ağacına bağladığı dileklerin hemen
hemen tamamı Gerçekleşti. Çünkü onların gerçekleşmesini çok istiyordu, çok arzuluyordu ve de onların gerçekleşmesi için gerçekten büyük çaba saffetti. Sizlerde tavsiye ederim, kimseye zararı dokunmayacak, size ve çevrenize iyilik getirecek dileklerimizi sık sık tekrarlayın, onları ne kadar
arzuladığınızı gösterin ve onları gerçekleştirmek için tüm 
Çabanızı sarfedin. Mutlaka olacaktır merak etmeyin.
Okuyucularımızın umutlarını hep korumaları ve gönül
lerinde her geçenin gerçek olması dileklerimizle hıdrellez 
günlerini kutluyoruz…