Cumhuriyet gözü yaşlı giderken mülteci misali, acı çığlıklarıyla ona el uzatan sadece bir halk kalmıştı yanında.
Türkiye’de bir şeyler bitirilip pusulanın yönü değiştirilirken aslında tek siyasi sorumlu CHP’ydi bugünkü halimize...
1946’da demokrasiyi getirip bugün o demokrasiyi devirmeye cesaret edenlere konuşma hakkı veren partiydi o...
Altı okunu doğrultmuş da yayını çekememiş bir avcı ya da ipini geçirip de mahkuma sehpasını itememiş bir cellattı o son demlerinde çünkü oydu pusuda bekleyen düşmana, fırsatı yaratan.
Sonunda aldığı nişanın kendisi olduğunu bilmeden etti ateşini; öyle ki bu ateş sardı tüm TÜRKİYE'Yİ...
Şimdilerde bir rüzgar var "KILIÇDAROĞLU rüzgarı" ve de hepimizde yeni bir umut, bir şeyleri kurtarma gayreti...
Bildiğim şu ki "küçük ateşi söndürürmüş esen rüzgarlar, büyük ateş rüzgar estikçe parlarmış" öyleyse daha fazla büyümeden bu ateş kıvılcımken hala bu RÜZGARLA sönsün ebediyete...
İşte bu yüzden "HOŞGELDİN 2011 Haziran kurtuluşunun yolu KILIÇDAROĞLU!”.
Biliyorsun ki aydınlarımız karanlık odalarda bekliyor hala, işsizlik gençlerin kabuslarında git gide büyüyor, bertaraf olanlar çaresiz bu seçim o taraftan olacak, tarım bitmeye yakın çiftçi ithal elma yiyor, ATATÜRK kadınları artık kara çarşaf giyiyor ve daha niceleri ... Böyle bir Türkiye mi istedik?
Bildiğim iki çarşaf var biri karartsa da o çarşafla düşünceleri, bedeni ben yine de okurum gözlerinden "çıkar beni zindanımdan der içindeki! ".
Bir de diğer çarşaf var CHP’nin çarşafı. AK değil beyaz olanı... AÇIK - SEÇİK, bir köşesi diğerine EŞİT yanı DEMOKRATİK.
Yirmi yaşında bir kızım, ben de "çarşaf" istiyorum artık ama beyaz olanından , CHP'nin çarşafından... Demokrasiyi misyon edinmiş parti daha fazla BLOKLAŞMADAN... Çünkü büyüyemiyoruz aksine parça parça dağılmaya başladık... Birlik olmalıyız... Büyük dedemden kalan CHP geleneği dedesinden kalmayana da geçmeli... Bunun için vaad ettiğimiz demokrasiyi uygulamaya dökmeli, yeniden doğup herkese sunmalıyız CHP demokrasisini. Fırsat eşitliğiyle önce kendi içinde demokrasiyi kuran partinin demokrasisi inandırıcı ve daimi olur. Umut dolu yarınlarımızda hedef artik kurtuluş değil göklerdeki istikbalde olmalıdır.
Altı oku doğrulttuğumuz yerdeyiz hala hadi kuşanalım demokrasi kılıcımızı, sehpa geçmişte kalsın mahkumu kaldıralım koltuktan kafi... Bırakalım tüfeği, nişanı eller beyaz güvercin tutsunlar... Hadi herkes bizi bekliyor senin rüzgarında SAYIN KILIÇDAROĞLU...