Farkında olmadan büyütür yürütürüz içimizde, bazen sevgi güneşimiz olup ısıtır içimizi bazen de hüznüyle masumlaştırır yüreğimizi,kimi zaman paylaşır ,kimi zaman paylaşmadan oyun bozanlık eder içimizdeki çocuk.
Oyun oynarken oyuncaklarımız elimizden alındığında, haksızlığa uğrarsak mızıkçılık yapıp oyunu bırakırız.
Oyuncakları bulunmayan yanımızdaki çocukların da oynama hakkının var olduğunu düşünmeyiz.
Çocukluk işte büyüyüp gelişmenin çocuk yaşlarda birlikte oynamanın paylaşmanın önemini kavramadan,kavgayı bu yaşlarda başlatırız.
İçimizdeki çocuk bu yaşlarda başlar ben demeye ve bu olguyu ileri yaşlara taşır.
Oysa çocuk yaşlarda biz diyebilseydik birlikte paylaşarak oynayabilseydik ileri yaşlarda da beraber oynamaya devam edebilecektik.
İçimizdeki çocukta çatışmanın fikir ve düşünce ayrılıklarının paylaşım yapamamanın küçük yaşlarda başladığını görüyoruz.
Güncel yaşantımız dışında siyasal dava içerisinde de biz demeden sadece ben diyerek kendi içsel zafiyetlerimize yenilip benliklerimizi ayakta tutma mücadelesinden kurtulmadıkça biz olmamız mümkün olmayacaktır.
Koşulsuz sevebilen,yüreğini sevgi ile dolduran insan taraflı olsa da başkalarının doğrularını anlamalı,onlarına değerlerine kötülük yapmamalıdır. Bütün görüp ortak uzlaşı, paylaşım süreci içerisinde olmalıdır. Ötekileştirmeden, anlamadan etiketlemeden, önce dinlemelidir.
Kendimiz gibi düşünenler iyi niyetli, düşünmeyenler kötü niyetli gibi algılarsak zihinde önyargılar oluşur, hoşgörü, empati, anlayış yerine kin nefret tohumları ekilebilir.Hayata hep kendi penceremizden, kendi görüşümüzden bakmak yerine başkalarının da farklılıklarını görüp saygı duymak gereklidir.
Takım ruhu içerisinde birlikte yol almak insana geniş ufuklar açacağı gibi başarıyı da getirecektir.
Siyasi mücadeleye geniş bakmak, tutarlı yaklaşmak ben merkezli düşünce ve fikirden kurtulup,biz merkezli birlikte fikrini hayata geçirmelidir.
Birbirimizi anlamaya çalışmak özgürlüktür aslında. Kendimizi anlamaya başladığımız zaman başkalarını da anlamaya başlayacağız. Anlamaya, etkin dinlemeye daha çok ihtiyaç duyduğumuz zaman , daha çok anlaşılacak ve belki daha çok anlatacak zamanlarımız olacaktır.Kısacası düşüncemiz ve görüşümüz ne olura olsun kişi en insani davranışları, tutumları sergilemekle yükümlüdür.
Şunu da bilmek gerekir ki,herkesin sizinle aynı fikirde olmasını dilemek aslında zihninizde başka fikir, düşünce, görüş olmadığının göstergesidir.Ayın siyasal düşünce içerisinde insanlar arasında kutuplaşma, ötekileştirme sorununun temelinde yatan bir etmen de farklı düşünmeleri,değil öncelik olarak kendi içsel doğalarını anlamadan, kişilik- ruhsal ihtiyaçlarını doyurmadan tek yanlı kendi çıkarları çerçevesinde düşünmeleridir.
Hadi şimdi herkes iç çatışmaları bir kenara bıraksın içindeki sevgi dolu çocuğu dışarı çıkarıp birlikte el ele tutuşup sahaya insin.