İhsanda bulunan kişiye muhsin denir.
Muhsin bir kimsenin özellikleri nelerdir diyenlere; Bollukta ve Darlıkta İnfak Ederler“Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir.
Hz. Ali, “İnsanlar işlerini ihsanla yapmalarına göre değer kazanır”
Kur´an-ı kerimde takva sahiplerinin aynı zamanda ihsan eden Muhsinler olarak adlandırıldığını görmekteyiz.(Ali imran.134)
O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar;
öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da Muhsinleri Allah´ı görüyor gibi ibadet edenleri ve yaşayanları, güzel davranışta bulunanları)
sever. (Ali imran134)
İnsanlara iyilik etmek, yararlı ameller işlemek ve Allah´ı görüyormuş gibi, O´na ibadet etmek? demektir.
İyilik, güzellik, uygun ve güzel olanı en güzel ve kusursuz bir şekilde yapmak. İhsan; Allah’ın huzurunda olduğunu
onu gönül nuruyla görüyormuş gibi tasavvur ederek kulluk vazifelerini
yerine getirmesi gerekir.
Bu anlamda ayet-i kerimede ?Öyle değil!
Kim muhsin olduğu halde kendini Allah´a teslim ederse, onun mükafatı Rabbinin katındadır.?
(Bakara 112).
Münafıklar Hz. Peygamber (s.)´e gelmişler ve yaptıkları kötülükleri
gizlemek ve güzel göstermek için.; Biz ihsan ve uzlaştırmadan başka bir pey yapmak istemezdik. (Nisa61) diyerek Allah adına yemin etmişlerdir.
Bu ifade tarzından ihsan kavramının Araplar arasında bilinen ve kullanılan bir kavram olduğu anlaşılıyor. Ancak İslâm bu kavrama farklı bir anlam yükleyerek mutlak iyilik, güzellik ve iyi davranış olgusunu ilâhî
iradenin kabulüne ve rızasına uygun olarak yapıları iyilik tarzında değiştirmiştir.
Nitekim bu manayı Kur´an´ın ifadelerinde ve Hz. Peygamberin
hadislerinde müşahede etmek mümkündür.
Cibril (a.s) sahabelerden Dıhye (r.a)´in şeklinde Hz. Peygamber (s.a.s) in huzuruna gelmiş ve ona
ihsan nedir?´ sorusunu sormuştur.
Peygamber (s.a.s) efendimiz ihsanı şöyle tanımlamıştır:
Allah´a onu görüyormuşsun, sen onu gözle görmesen de o seni
görüyormuşçasına kulluk etmendir.
Basiret nuruyla Rabbü´l-Âlemîn´in huzurunda
olduğunu tasavvur ederek kulluğu yerine getirmektir. Hadisteki ifadede; Sanki onu görüyormuşsun ifadesi Allah´ın bizatihi görülmesinin maksat olmadığını,
Allah´ın sıfatlarını idrak ederek kulluk etmenin istenildiğini anlatmaktadır.
Bu tür davranışlarda bulunanlara
da Muhsin denir.
Hz. Ali ?Kulluk ettiğin Rabb´ini görmüşmüsün sorusuyla karşılaşınca;
Ben görmediğim Rabb´e kulluk etmem.demiştir.
Peki, Rabb´ini nasıl gördün sorusuna gelince de; O´nu baş gözüyle görmek olmaz; O´nu kalp, iman hakikatiyle
görür cevabını vermiştir.
Sonra da Allah´ın bu dünyada baş gözüyle görülemeyeceğinin delilini açıklayarak; Zira baş gözüyle görülme imkânı olan her şey ancak yaratık olur buyurmuştur.
İhsan yalnız ibadetle ilgili meselelerde, Mü´minin yükümlü olduğu bir sorumluluk değil, bütün söz ve işlerindeki değişmez tavrıdır.
Hz.Peygamber Allah her şeyde ihsan ile davranılmasını kullarının üzerine gerekli kılmıştır. Bundan dolayı Öldürdüğünüzde güzel davranın,hayvanların kesiminde güzel davranın buyurmuştur.
Bu anlamda Muhsin, bütün zamanını Allah´ı görüyor gibi geçiren Müslümandır.
Yapılan iyiliklerin karşılıksız ve Allah rızası için olmasının gerekliliğine
de işaret eden Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: İnsanlar bize
iyi davranırsa onlara iyilik yaparız, şayet kötü davranırlarsa onlara kötülük yaparız. diyen şahsiyetsizlerden olmayın.
Yapılan iyiliğin ve ihsanın inkâr edilmesi hoş görülmemiş, birtakım
insanların yapıları iyilikleri inkâr etmelerinin kendilerinin cehenneme girmesine
sebep olan bir haslet olduğu bildirilmiştir. Kocalarını ve kocalarının iyiliklerini inkâr eden kadınların cehenneme gireceği bildirilmiştir.
Resulüm! Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.
Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah´a sığın. Çünkü O,işitendir, bilendir. Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir
vesvese dokunduğunda (Allah´ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler. (Araf 199)
Sözlerime son verirken, Kur’an-ı Kerim ‘in Fatiha, felak ve nas surelerinin meallerini bir defa okumalarını tavsiye etmekteyim
İlahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ