6 NİSAN gazeteci Hasan Tahsin bey’in bir suikasta kurban gittiği gündür. Bu ilk basın şehidimizi, ne yazık ki niceleri takip etti. Sadece meslekleri gazetecilik olduğu ve mesleklerini yapmaya çalıştıkları için sayısız gazetecimiz cinayete kurban gitti Keşke hiç olmasaydı denen ama bu kanayan yaraya dikkat çekmek için düzenlenmek zorunda kalınan bir gün Öldürülen Gazeteciler Günü. Sadece gazeteciler Değil, hiçbir vatandaşımızın ve gazetecilerimizin öldürülmediği ve HAPSE atılmadığı bir ülke hayal etmeye devam ediyorum. Çünkü; Okuru olmayan gazete, başarılı olmamıştır. Yazarlar ve haberciler patronlarına ödün vermek zorunda değildir. Şükürler olsun ki benim patronum hiçbir zaman köşe yazarlarına sansür Uygulamamıştır. Kendilerine bu görüşlerinden dolayı hep saygı duymuşumdur. Gazetecinin işi haber vermektir. Bunu da Canı istediği gibi yapamaz. Toplumun hayatında bir işlevi yerine getirir. Çünkü insanların hayata en çok ihtiyaç duyduğu birkaç şeyden biridir’’ HABER’’almak. Hayatımız hakkında özgürce ve doğru karar almak için çevremizde, ülkemizde ve dünyamızda neler olup bittiğini görmek isteriz. Sahte haber yalanlar, manipülasyonlar, kamplaşmalar, polemikçi yazarlar küfürler gazeteleri giderek halkın gözünden düşürdü. Meslektaşlarımızın yapmış olduğu haberler birilerinin hoşuna gitmemiş olabilir. Gazeteci işini hoşa gitmek için yapmaz. Yapanlar var ve de çok. Bana göre ne gazeteci ve nede haber hoşa gitsin diye yapılmaz, zaten onun adı haber olmaz. 1908 den önce sansür vardı ama hapiste kimse yoktu. Bugün ölen ve hapis hanede kaç gazeteci var bilemiyorum. Sevgili okurlarım hapiste ve ölümde olsa gazetecilik hala birçoğuna göre Onurumuzla yapılması gereken, parayla değil sevgiyle yapılan idealist bir iştir. Aydınlığı içinde taşıyan gazeteci ve 6 nisan günü, bu vahim olayların bir daha yaşanmaması için
Bir milat olmalıdır. Bu kutsal görevi yerine getirmek için canlarını veren tüm BASIN ŞEHİTLERİNİ rahmetle anıyoruz. Yazarlar sansürmüş, mansürmüş ne olursa olsun ‘’karanlıkta yollarını bulurlar.’’