Olimpiyat oyunları, antik çağda belli olmayan bir tarihte ilk kez Atina’da yapılmıştır. Daha sonra çeşitli şehir devletleri arasında bu etkinlikler düzenlenmiştir. Daha sonra unutulan bu toplu etkinlik, düğünlerde bayramlarda çeşitli dallarda sürmüştür. Örneğin, Güreşler, cirit oyunları v.b.
Bugün yapılan şekli ilk kez 1894 tarihinde Atina’da yapılmıştır. Daha sonra çeşitli illerde yinelenerek ve kuralları düzenlenerek bugünlere gelmiştir. Savaş yılları hariç her dört yılda bir yapılan etkinlikler yapılan ülke için bir tanıtım vesilesi olmuştur.1904 yılında St. Louse olimpiyat etkinliklerinde kadınlar ilk kez katılmışlardır. Ülkemizde özellikle 1980 sonrası ısrarla olimpiyat düzenlemeye talip olmaktadır. Bu güne kadar sürekli alt yapı eksiklikleri nedeni ile ilk turlarda eleniyorduk. Fakat 2020 yaz olimpiyat etkinliklerini yapma talebimiz alt yapı yani ekonomik eksiklerin dışındaki nedenlerle gerçekleşmedi.
Uluslar arası olimpiyat komitesi( IOC), kriterleri, önce güvenlik, ahlaki kriterler olmak üzere sıralanıyor. Ülkemizde ki şike davaları ortada. En önemlisi yakın tarihte ülkemizde düzenlediğimiz Akdeniz oyunlarında ülkemizden genç milliler dahil elli kadar sporcu dopingli çıktı. Şimdiye kadar birkaç istifanın dışında hiçbir gelişme olmadı.
Ülkemiz tüm komşuları ile kavgalı, ayrıca ülkemizde her gün bir nedenle insanlar sokaklarda. İlginç olan birkaç konuda; Spor bakanımız diyor ki;-Ülkemizde genç bir nüfus vardır ve de bu gençlerimizin %82 si spor müsabakalarını izler. Ülkemizde 70.000.000 insan vardır. Bunların 4.000.000 insanımız lisansiyer sporcudur.
Sayın Bakan, bir ülkede insanların spor müsabakalarını izlemelerinden daha çok spor yapmaları önemlidir. Ayrıca ben bile biliyorsam, izin ver de rakiplerimizde biliyordur. O,sizin 4.000.000 lisanslı sporcu dedikleriniz cumhuriyet kurulalı beri lisans çıkaranların tümüdür. Bugün yaşayansa yaklaşık, 2.400.000 kişidir. Almanya’da ise bugün spor yapan insan sayısı 24.000.000 kişidir. Türkiye’de ki tüm voleybol sporcularının toplam kadar voleybolcu İtalya’da bir ilde vardır.
Hala ülkemiz de spor haritası yoktur. Hangi sporlar hangi illerde yapılır? Bunu bile bilmiyoruz. Naim Süleyman oğlu ile başlayan halter sporu dopinglerle maalesef bitirildi. Ama kimse kamuoyu önünde yargılanmadı. Bir de kazanılan madalyalara verilen ödüller sporcuları ve antrenörlerini, sporun etik değerlerini bir kenara bırakıp, ödülü almak için her şey yapılabilir yanlışına sürüklüyor.
Üzülerek görüyoruz ki; Ülkemizi yönetenler her konuya politika bulaştırıyorlar. Gezi olayları ile ilgili mesaj gönderen bir sporcunun basketbol ulusal takımına alınmadığı konuşuluyor. Bu söylenti bile Basketbol Milli takımımızın aldığı kötü sonuca katkısı olmamış mıdır?
Eğer uluslar arası alanlarda başarılı olmak istiyorsak, Mutlaka bilinçli ve bilimsel bir çalışma ile sporcu sayımızı arttırmamız gerekmektedir. Özellikle yaz aylarında çocuklarımızı sömürüden, ticari kaygılardan uzak sportif kamplara yöneltmeliyiz. Atama bekleyen beden eğitimi öğretmenlerine gençlik ve spor bakanlığında kadrolar açarak uzman alanlara göre atamalarını yaparak ilkokuldan başlayan seçmeler yapmalıyız. Almanya’da 2.5 milyon Türk yaşıyor. Ama ülkemizde ve çeşitli Avrupa ülkelerinde Türk kökenli, binlerce sadece futbolcu var. Bu örnek bile neler yapabileceğimizi görmemize yeter. Afrika’dan gelen sporcular bile en az bir yabancı dil biliyor.Ama biz hala her alanda olduğu gibi spor alanında bile(özellikle futbol) yabancı dil sorununu çözemedik.Devşirme sporcular kalıcı çözüm değildir.Maya olarak düşünülebilir.
2020 olimpiyat yaz oyunlarının son değerlendirmelerinin yapıldığı gün, iktidar partisinin Türkiye’nin Başkenti Ankara’nın Belediye başkanı, Dünya’nın sayılı üniversitelerinden birisi olan ODTÜ’nün bahçesinden geçirilmemesi için direnen insanların üzerine iş makineleri ve polisi salıyor.!!!Böyle dost bilmem kimlerin başına???
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ülkemizde var olan ilçe Gençlik ve Spor Müdürlüklerinden kaç tanesi, il müdürlüklerine,’BU AY HİÇ BİR ETKİNLİK DÜZENLENEMEMİŞTİR’ raporunu kaç ay üst üste göndermişlerdir. Sürekli kapalı duran spor salonlarını açmadan olimpiyatlar hayaldir. Bu işler ’KINA MINA’ işleri değildir.