Değerli dostlarım: konumuz sokaktaki başıboş köpekler ve diğer hayvanlardır.
Hemen hemen her insanın küçükken beslediği bir kuş, bir balık, bir kedi mutlaka olmuştur. Hiç hayvan beslememiş olsanız dahi, besleyenlerin mutluluğuna mutlaka şahit olmuşsunuzdur. Hayvanlar insanı dinlendiren, onlara mutluluk ve sorumluluk veren canlılardır.
Bu dünya yalnız bize ait değil. İçinde yaşadığımız evreni aynı zamanda hayvanlarla paylaşıyoruz. Doğadaki her şeyin bir görevi olduğu gibi hayvanlar da tabiatın olmazsa olmaz parçaları. Bir hayvan cinsinin eksikliği doğanın dengesinin bozulmasıyla aynı anlama geliyor.
Hayvanların doğadaki yerini düşündüğümüz zaman bazıları zararlı bazıları faydalıdır bazılarından etinden sütüden istifade ediyoruz bazılarından etinden sütüden istifade edemezsek de kendilerinden istifade ediyoruz onlar bizim dilsiz dostlarımızdır.
Bunlarla dostluk kurmada kendimizde olduğu gibi Çocuklarımızada küçük yaştan itibaren hayvan sevgisi aşılamak her anne babanın görevi olmalıdır. Her çocuk hiç değilse sokak hayvanlarına bir tas su vermenin mutluluğunu mutlaka yaşamalıdır. Unutmamak gerekir ki hayvanlar insanı karşılıksız severler.
Hayvanlar, Dünya üzerindeki yaşam döngüsünün en önemli halkalarından biridir. İnsanlığın var oluşundan beri hayvan ve insanlar birlikte yaşamışlardır.
Ama ne yazık ki; Bazı kendini bilmez insanlar nedeniyle bu hayvanlar eziyet acı ve cefa çekmektedir aç ve susuz bırakılarak veya itlaf etmede uyutulmak yolunu ile ortadan kaldırılmak,hayatlarına son vermek istenmektedirler.
Bu tutum ve davranış son derece hunharca kabul edilemez bir durumdur.
Hayatımızın olağan gidişinde her gün sokakta birbirinden sevimli kediler ve köpeklerle karşılaşıyoruz. Bazen korktuğumuz yolu bile değiştireceğimiz kadar korkutan hayvanlardan kaçmaya çalışırken bazen de sadece başını okşamakla ve sevmekle yetiniyoruz.
Hz. Peygamber (asm) Mekke'nin fethine giderken yolda yavrularının üzerine gerilmiş ve onları emzirmekte olan bir köpek görmüş ve hemen ashâbından Cuayl bin Sürâka’yı yanına çağırarak, onu bu köpek ve yavrularının başına nöbetçi dikmiştir. (Vâkıdî, Megazi, II, 225)
Yine bir kuşun su içtigini görüyor onu ürkütmemek için yolunu değiştiriyor.
Evet bizde her canlının yeri özeldir ve özellikle korunmaya muhtaçsa biz insanlara düşen de o görevi yerine getirmektir. Bu aralar en çok gündemde olan ve konuştuğumuz konulardan birtanesi de hayvanların işkence görmesi ve öldürülmeleri. Bizler dışarda gördüğümüz bir hayvan aç, susuz yaşamaktadırlar ve onlara üzülüp bakıyoruz elimizden de bir şey gelmiyor, onları idda edelim uyutalım diyenlere karşı çok üzülüyorum.
Bu canice fikir sahibi olanları gaddar ve acımasızlıkla bunları yapıyorları nasıl yapıyorlar diye düşünmeden edemiyorum.
Bu konuda daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi devletimizin desteği ve çabası daha da arttı artmasına da bazı belediyeler buna duyarsız kaldılar. Özellikle belediyelerimiz de sokak hayvanları için oluşturulması gereken merkezleri Aşması gerekirken ne yazık ki toplumun iç içe yaşadığı şehir merkezlerinde başı boş köpekler hep cirit atmakta ve aç kalınca da çoluk çocuğa ve insanlara saldırmaktadırlar, sonra suçlu aranmaktadır
İnsan olarak bizler aç ve susuz kalan kalan ve sayısı fazlaca olan hayvanlarımıza yardım etmeliyiz.
Onlara kapı önlerinde sokak ve caddelerde mutlaka mama, lokantalardan artan yemek artıkları ,süt veya su bırakmalıyız onları açlığa ve sefilliğe terk etmemeliyiz, gerçekte onlar bizim can dostlarımız dilsiz dostlarımızdır.
Onlar bize Allahın birer emanetleridir.
Bir de sokakta gerçekten başı boş ve saldırgan olan hayvanlarda var. Hayvanlar aç kaldıkça daha saldırgan halede gelebiliyor ve karşısında ki insana saldırganlık gösterebiliyor. Korktuğunuzu anladığı zaman kendini koruma metoduyla size saldırmak için havlamaya başlıyor. Yapacağınız tek şey yerinize oturup hareketsiz kalmanızdır.
Eğer gerçekten zarar verecek kadar tehlikeli ise zabıta ve belediyenin veterinerlik,şikayet ve hayvan sahiplendirme merkezlerine başvurabilirsiniz. Böylece sokakta gerçekten zarar verecek hayvanların alınmasına,sahipsiz ve aç kalan hayvanlara ise yardım edilmesine vesile olabilirsiniz. İmkanlarımız dahilinde ise onlara sahip çıkmak, yemek vermek, ufak bir kulübe yapıp soğuklardan korunmasını sağlamak bizlerin insanlık görevidir. Her canlının bu dünyada yaşamak hakkı vardır.
Zamanla insanlar hayvanlarla iletişim sonucu sevgi ve bağlarını kurmuşlar, birçok hayvan türünü evcilleştirerek onlardan zaman içinde faydalanmayı öğrenmişlerdir. Hayvanların içinde sahiplerine bağlılıkları, gösteren en önemli canlı olan köpekler, hayvan sevgisinin doğup büyümesine yardımcı olan en önemli tür olmuştur.
İnsanlığın gelişimiyle birlikte, hayvanları sadece gıda ve yük aracı olarak gören insanların zamanla düşünce ve fikir yönünden bakış açıları değişmiş ve hayvanları, sevmeyi, evcilleştirmeye ve onlarla dostluklar kurmaya başlamışlardır.
Hayvan seven insanların sayısı giderek çoğalmıştır. Diğer taraftan hayvanları sevmeyen insanlar onları vahşice öldürmüşler, eziyet etmişlerdir. Hayvan severlerin sayısının zamanla artması hayvanların korunması konusunda birlikte hareket etmeleri fikrini doğurmuştur. Bu insanların amaçları hayvanlara daha iyi davranılmasını sağlamak, onları korumak, daha sevecen davranılmasına yardımcı olmaktır.
Burada hassas bir konuyu işlemek istiyorum!
Mama sektörü ile uğraşan kişiler bu hayvanlara verdikleri gıdaların içinde ne olduklarını bilmiyoruz bu hayvanlar bu kadar saldıkları olmamaları gerekir diye düşünüyorum.Uygar insan, tüm canlıların haklarına saygı duyan insandır.
Sizler yerdekilere merhamet etmezseniz, Allah da yerde olan sizlere merhamet etmez.
‘’Bir ülkenin gelişmişlik ve uygarlık düzeyi o ülkenin hayvanlara davranış biçimiyle ölçülür”.
Araştırmacı ve ilahiyatçı ✍️ yazar Hüseyin Deniz