Neden böyle olduk? İnsanca davranmayı niçin unuttuk. İnsan olarak farklılığımızı ifade etmekten çok 'mu uzaklardayız. Yüreğimiz iki parçaya bölünmüş gibi Kin-nefret duyguları ile oturup kalkıyor, birbirimize hep intikam hisleriyle bakıyoruz. Sevgi ve özgürlük adına kalplerimiz bomboş, düşmanlık sisi-dumanı sarmış bütün duygularımızı, nerede o eski günler komşuluklar arkadaşlık-kardeşlikler, nerede imece usulü yardımlaşmalar, nerede karşılıksız menfaatsiz sevmeler, nerede yazarların çizerlerin kalemlerinin özgürce yazmaları, geldiğimiz süreçte sanki hepsi tükenip gitti.

 

             Günümüzün ehillerinin bile vuslat etme duyguları, yerini bağırmaya çağırmaya çirkinleşerek bir birlerini suçlamaya başladığı günümüzde, ehliyetli ve salahiyetli kişilerin bu tür etik görülmeyen davranışları artık evde minicik yavrularımızın bile adabı psikolojilerinin bozulmasına kadar yansımaktadır. Kısacası toplumun psikolojisini bozmaktadır.

 

             Son yıllarda duygularımız sürekli kötülük duyguları üretiyor. Kardeşçe yaşarken sizden bizden diye ikiye bölüp “öteki” dediklerimizi baskı altına almadan sindirmeden yapamıyoruz. Çoğumuz itibarıyla akla-mantığa rağmen hep duygularımızın esaretiyle yaşıyoruz. Her kademede ayrıştırarak bizden olmayanları öbür saflarda tutup kayırmacı ve ayrımcı ( Bizim gibi düşünmeyenleri ezme, susturma ) gayretlerimizden vazgeçmiyoruz.

         

         Senin adamın benim adamım, peki senin adamın sana daha ne kadar kul köle olacak, doyuma ulaştığında ya da menfaati bittiğinde bir gün oda seni terk edecek, bugün yüzüne bakmadığın benim, kardeşim, ağabeyim, amcam, oğlum, kızım, dayım, teyzem, yazarım, çizerim vb.lerine bir gün ya ihtiyaç duyarsan, ya onların vebalini aldıysan ya bir gün her şey tersine dönerse hiç düşünüp vicdanımızın muhasebesini yaptık mı? ya da yapabiliyormuyuz? tabii ki yapamıyoruz, birbirimizin gönlüne girerek can diliyle, gönül  açıklığı ile  kendimizi anlatmak onları da ötekileştirmeden kardeşçe hukukun üstünlüğü içerisinde sahiplenmek   uzun yıllar daha arayacağımız olgular sanki.

 

           Can diliyle,gönül açıklığı ile özgürce ifade etmeye çalıştığımı sanıyorum,ama özgür olduğumu yada basının özgür olduğunu  hala düşünemiyorum.Kim bilir yarın sıra size de gelebilir.

 

             Hazan esiyor gibi her yerde,  kuruyup dökülen rüzgarda savrulan yapraklar gibi insanlar.Özgürlük adına,hukukun üstünlüğü adına,özgür basın adına "sevgi" ve "kardeşlik" diyelim.!,umarım yarınımız,yarınlarınız aydınlık ve özgür olur.