Havada bir sessizlik vardı.
Çıtırdı dahi kopmuyordu doğada.Ürkütücüydü ortam.
Gergindi Cüdi dağında polislerimiz.Birden çatırtı koptu, hain bir pusuya düşmüştü polislerimiz.Her taraftan ateş ediliyordu.Hele biri vardı ki içlerinde, anneciğiyle telefonda konuşurken "ben vuruldum anne" diyebildi.Anne çıldırdı baba ocağında.Çocuğu, Anayurdun kucağında Cüdi dağındaydı.Hain ve kalleş PKK' nın sinsice attığı mermiyle yaralanmıştı.Çok geçmedi aradan. Kara haber yayıldı dağların ardındaki köylere,obalara, mahallelere.
Gencecik, aslan gibi dün 6 idi bugün 8 şehidimiz, polisimiz.Yozgat da ağıtlar yakıldı,Çanakkale de türküler yakıldı,Antalya da yaslar tutuldu,Kocaelin de cennete uğurlandı,Kahramanmaraş ta çocuklar ağladı.
Tüm Türkiye yastaydı. Kanlarıyla vatan toprağının üzerindeki gönderde bulunan al bayrağın rengi gibi toprağı suladı polisim.
Haince, kalleşce vuruldular.Cizre, ne oldu sana Cizre. İçinde barındırdığın deyyus tohumlarınınseni yavaş yavaş yok ettiğini görmüyormusun Cizre.BDP ilçe teşkilatında çocukları kendine kalkan eden bir piç kurusu,kıydılar polis Ahmet'ime.Ahmet de bir kürt çocuğuydu Cizre.Kara bulutlar dolaşmaya devam ediyor anayurdun üzerinde. Ana kuzuları birer birer kırılıyor.Şehitlik şerbetini içerken vatan, bayrak ve toprak sevdasıyla aramızdan ayrılıyorlar.Onları cennet kapılarında karşılarken peygamber Hz. Muhammet (S.A.V) geride gözü yaşlı analar, sevdalılar, çocuklar kalıyor.Acılar bitmiyor, acılar dinmiyor, kahrolası kırılası eller haince ateşetmeye devam ediyorlar.
Özel harekat gençleri, polislerimiz, gencecik insanlar, gencecik delikanlılar. Adı konmamış savaş yollarında aşılamayan yolları aşıyorlar. Yıkılmayan dağları yıkıyorlar.Sevdiklerinden ve memleketlerinden uzak ama bir okadar da kahpe PKK'ya yakın, Türkiye haritasının değişmemesi için canlarıyla kanlarıyla hareket edenler.
Onlar ki, gençliğinin en güzel yıllarında dikenli dağların uclarındagörev aldılar. Adeta taşları yatak, toprağı yorgan edindiler. Ayışığını gördüklerinde gönülleri ferahladı.Ve şimdi onlar şehit oldular.Kendi memleketlerinde, kendi topraklarında soruyor sehitlerimiz;Ben hainmiyim? Kendi toprağımda bedenimi cansız yere bırakırken bana kurşun atan kahpe PKK' nın amacı nedir, gayesi nedir, kime hizmet ettiği gerçeği nedir.Hükümet TSE den aldığı ustalık belgesini halka yuttururken haykırıyor,terör bitecek, insanlar ölmeyecek diyor.
Bugün geldiğimiz noktada BDP milletvekili Selehattin DEMİRTAŞ, geçkalmadan muzakere yapabilelim diyor hükümete.Gaflet içindeki hain sen nerede, kiminle müzakere yapacaksın, senkimsin be deyyus.Müzakere nasıl yapılır, müzakere ne zaman yapılır.
Harici bedbahlarla, başka bir ülkenin asker ve polisleriyle savaşhalindemisin ki müzakere yapacaksın.Bu milletvekilinin söylevleri anayasal bir suçtur. Senden müzakere isteyen bir milletvekili kendini Türkiye haritasından bölmüş ve ayrı düşünmektedir.Nevruz bir kardeşlik türküsüdür dememize rağmen bu kardeşlikbayramını, bu bahar bayramını şenlik içinde geçmesini istemeyenlerhalkları kışkırtıp bir iç savaşasürüklemektedirler. Bu bir oyundur, bu bir tezgahtır.Ama toprak ve vatan daha geçenlerde andığımız Çanakkale şehitlerinden bize mirastır. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz, bu vatanı böldürmeyeceğiz.
Dün İmralıda, İmralı çakalı Abdullah ÖCALAN' a boyun eyenler, Oslo da CİA ajanları ile birlikte PKK ile masaya oturanlar, Habur da PKK itlerini davul zurna ile yurda sokanlar daha doğrusu dün hata yaptık deyip başını ellerinin arasına alanlar bir kez daha düşünsün.Biz Türkler şehitlerimiz, polislerimizin ardından ağlarken kalplerimiz, yüreklerimiz tek bir seste birleşiyor.Şehitler ölmez, vatan bölünmez.Ve diyoruz ki, tek vatan, tek millet, tek yürek ve tek devlet.İstemeyen nağmert ülkeyi terk et.
GÜNÜN SÖZÜ: BÖCEK OLMAYI KABULLENENLER, EZİLİNCE ŞİKAYET ETMEMELİDİR...