Kıymetli dostlarım! Ramazan ayı gelince akla ilk gelen şey kardeşliğin tesisi yardımlaşma dayanışma paylaşma kaynaşmaktan ibarettir.
Ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olaraktan verilen sadakaya sadakaya fıtır sadakası yani fitre denir.
Ramazan has bir ibadet olan fıtır sadakasını yani fitreyi kimlerin vermesi gerekir.?
-Asli ihtiyaçlarından fazla mala sahip olan yani ihtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan Müslümanın fitre vermesi vacib olur.
Fitre vermede kişide zenginlik aranmaz,İhtiyaç fazlası bu ve buna denk malı olanlar,Fitre,zekât almaları haram olur. Fitre ve kurban nisabına katılacak malın ticaret için olması şart olmadığı gibi, elinde bir yıl kalmış olması da gerekmez.
-Ramazanda oruç tutamayan hastalık gibi herhangi bir özürden dolayı oruç tutamayan kimsenin de, zenginse fidye vermesi gerekir.
FİDYE: Ranazan ayı içinde ramazan tutmaya mani olan mazeretler nedeniyle tutulamayan her gün için o ayın fitresinden her gün için bir fitre bedeli ödenmesine denir.Mesala 30 gün oruç tutamamışsa 30 gün olarak fitre bedeli olarak ihtiyaç sahiplerine fitre bedeli olaraktan fidye verilmelidir.Sebepsiz oruç tutmayanlar için fitre de yoktur.Burada önemli bir husus kişinin fitre ve fidye verebilmek için illaki kişinin zengin olması şarttı aranmaz o kişinin güç yetirip verebilmesidir.
Peki dinimize göre kimler zengin veya fakir konumunda sayılmaktadır?
-Dinimizde zenginlik için nisap miktarı mala sahip olmak demektir. O da (80.18) gr altın veya bu değerde para, ticaret malına denk servete sahip olması demektir.Nisaba malik olmayan herkes fakir sayılır,Bunlar zekât,fitre sadakası alabilir.Nisaba malikse fitre vermesi vacip olur. Önemli bir hususu belirtmek isterim fitre veren fitre alamaz
Başı rahmet,Ortası mağfiret,Sonu cehennem Ateşinden(azabından)kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına yetişenlerin vermekle yükümlü olduğu fıtır sadakası halk dilinde fitre;Ramazan bayramına kavuşmanın şükrü niteliğinde dinen zengin sayılan kimseler tarafından verilmesi vacip olan sadakadır.
Hanefi mezhebinin dışındakilere göre fitre onlarda farz bir ibadettir.
Fıtır sadakası: Ramazan orucunun farz kılındığı hicretin 2. yılı Şaban ayında, zekâttan önce meşru kılınmıştır.
Dinimizde bu bir islam kardeşliğinin tesisi için Müslümanlar arasında yardımlaşma ve dayanışma şeklinde bir ibadet olup,Aynı zamanda tutulan oruçların kabulüne, ölüm sırasındaki sıkıntılardan ve kabir azabından kurtuluşa bir vesiledir.
Bu nedir,Ne için verilir Neden kişiye vacip bir ibadettir? Amacı ihtiyaç sahiplerinin zengin kişiler tarafından fakirlerin yaşadığı toplumun hayat standartlarınca Yoksulların bir günlük ihtiyaçlarını gidermeye ve onların da bayram sevincine katılmalarına bir yardımdır.
Fitre verilirken hepsini birden fazla kişilere verilebildiği gibi tek kişiyede verilebilir,En uygun olanı ise ihtiyaç sahibi olan tek bir kişiye verilmesidir. Hiç olmazsa o ihtiyaç sahibi o kişi içinde bulunduğu ay sebebiyle verilen fitreler sayesinde ihtiyaç duyduklarını alabilsin ve yarasına merhem olsun ihtiyaçlarını karşılamış olsun.
Şimdi gelelim fitrenin önemine:Fıtır sadakası vermenin önemini peygamber (s.a.v) hadis-i şeriflerinde şöyle açıklıyor.
1-)Sadaka-i fıtr,Zenginlerinize bir tezkiyedir. Fakirleriniz de verirse, Allahü teâlâ onlara daha çoğunu verir.) [Ebu Davud]
2-) Ramazan orucu, Gökle yer arasında asılı durur. Sadaka-i fıtr verilince yükselir.) [Ebu Hafs] Yani Ramazan’ın kabul olmasını sağlar
3-)Sadaka-i fıtr, Oruçlunun, uygunsuz sözlerinden hâsıl olan günahları temizler.) [Beyheki]
Fitre ile yükümlü olan bir müslüman kimse kendisi ve himayesinde olan ergenlik çağına. ulaşmamış çocuklarının ve ramazan ayı içinde hanesinde kim bulunuyorsa fitrelerini vermekle yükümlüdür.
-Fitre, verileceği yerler bakımından her durumda zekâtın benzeridir.Aynı şartları taşıyan kişilere verebilir.Cenab-ı Hak Tevbe Suresi 60.Ayet-i kerimesinde bunları şöyle açıklamaktadır;“(Sadakalar)zekatlarAllah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Kişi anne-baba, büyük çocukları,eşi, kardeşleri veya diğer yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur.
Fakat bu kişiler vekalet vermediği halde bu kişiler için fitre verirse geçerli sayılır.
-Fitre, Ramazan ayının birinci gününden başlar Bayramdan bir veya iki gün öncesi ile Bayram Namazı arasında ödenir. Böylece yoksullar bununla, Bayram Namazı’ndan çıkmadan önce ihtiyaçlarını karşılamış olurlar.Bayramdan önce verilmesi makbuldür.Bayram gününden sonraya kalırsa, yükümlülük düşmez ve ilk fırsatta ödenmesi gerekir.Birde fitre verecek yakını uzakta ise ona kime vereceğine niyet edilir.bilahire ulaştırılır hiç bir sorun olmaz.
Diyanet işleri başkanlığımız bu senenin fitre miktarını en düşük 70 TL olarak açıklamasına açıklamıştır ancak 70 yürüye üç öğün karın doyar mı sizkerin vicdanlarına bırakıyorum.
-Günümüzde fıtre miktarı belirlenirken, vijdanen ihtiyaç sahibi kişinin bir günlük gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü olarak alınması gerekir,Bunun aşağısın olursa olmaz.Fitrede belirlenen miktar en asgaridir,bunun üstünde vermek isteyenler verebilirler.Ne yazık ki bazı zenginlerin bunu baz alıp fitreyi buna göre ödenesi sormak lazım çok garip değilimidir.
Bunu kurbanda da yapmaktadırlar. tek başına kurban kesmesi gereken kişi zengin olduğu halde yedi orta girmektedir. burada kullukta yarış olması gerekir ama maalesef olmuyor
-Gelelim en önemli konuya fitre kimlere ve nerelere verilemez?
Müslüman bir kişi kesinlikle Kişi anne-baba,dede nine,çocuklarına, torunlarına ve eşine veremez,
Camii,çeşme,bina,imarethane gibi yerlerede verilememektedir.
Ama üzülerek ifade etmeliyim ki! Günümüzde buna özen göstermeyenler çok ve şahitte olmaktayız
-Peki bir Müslüman olarak fitrelerimizi kimlere vermeliyiz?
Öncelikle diyorum birinci verilmesi gereken kendi yakınlarımızdan; başlamak kaydıyla muhtaç olan kardeş,teyze amca, dayı,hala ve bunların çocuklarına,Gelin,damat,kayınpeder ve kayın valide,bunlardan muhtaçlar yoksa köyün, mahallenin muhtaçlarına,, köyümüzde de yoksa komşu köyün fakirlerine...diye yakından uzağa doğru gidilmek kaydıyla muhtaçlara,Zekat,fitre,fidye ve sadakalarınızı verebilirsiniz. Bir vicdan muhasebesi yapalım eğer yakınlarımız depremzedelerden daha iyi ise;Bu hak evsiz ocaksız muhtaç olan depremzede kardeşlerimizindir,
-Fitre verirken önemli bir husus fitre alan kişiyi minnet altına bırakacak bir beklenti bir tavırda asla sergilememelidir.Bakara suresinin 264. ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir.
-Bilinçli müslümanlar fitresini kabul eden kişiyi velinimetleri sayarlarmış. Fitresini alan kişiye Dua ederlermiş.İnsan suresinin 9. ayeti buna işaret ediyor.”İşte ayet:“Biz sizi yalnız Allah rızası için doyuruyoruz, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz."
İşte ayet'te de belirtildiği gibi Fitre verirken dikkat edilmesi gerekenler:Fitre vereceği kişiden menfaat beklemeksizin.vermeli,ruhunu incitici hareketlerden sakınılmalı,fitremi sana veriyorum namazını kıl, bizim cemaate gel,oyunu bize ver şöyle ol böyle ol gibi şartlar fitre ibadetini iptal eder.
-Hocam ben fitremi vereceğimde fitre verecek adam bulamıyorum diye çeşitli bahaneler arayan kardeşlerim.
En yakınlardan başlanak kaydıyla muhtaçlara ver deyince hocam onlar beynamaz,ahlaksız kötü komşu gibi söylemlerde bulunanlara Bende şöyle diyorum:Önce Müslüman olanlardan ,aç olana muhtaç olana,mağdur olanlara Daha sonra meşrebi, cemaati, ırkı, soyu- sopu sorulmaz, doyurulur, giydirilir...
Fitremizi verirken mutlaka muhtac olanları arayıp bulalım onlara verelim Kusursuz kimse aramayalım.Hangimizin kusuru yok ki.
Fidye nedir.? Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir,Günahlara kalkandır.Dinî bir terim olarak ise, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder.
Buraya dikkat edelim; Fitre farklıdır,Fidye farklıdır.
Fitre Ramazan ayına giren kişinin ramazan sonuna kadara vermesi gereken vacip bir ibadettir
Fidye ise:Herhangi bir hastalık ve mazitetten dolayı oruç tutamayanların Ramazan’ın her gününe bedel olarak verdikleri bir günlük iaşe bedelidir.
-Fidye ise:vermekle yükümlü olan kişiler kimlerdir?
Buna göre ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra bu oruçları kaza etme imkânı bulamazsa, her gününe karşılık bir fidye öder (Serahsî, el-Mebsût, 3/100; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3/37-
Herkesin bilmesi amacıyla Soru ve cevabı şöyle
Ramazanda oruç tutamayan hasta, iyileşince kaza edecek olsa, yine de kaza ettiği oruçların fidyesini vermesi gerekir mi? Hayır,Geremez daha sonra kaza edecek kişi oruç fidyesi vermesi gerekmez,Böyle bir sorumluğuda asla yoktur.
Herhangi bir mazereti olmaksızın oruç tutmayıp yiyenler fidye vermeleri gerekmez
Kıymetli kardeşlerim:Kabahat ve kusurlardan arınmış, filtresi verilmiş,Kabüle şâyân olan nice Oruçlar ve hayırlı iftarlar diliyorum.
Selam dualarımla…