Türkiye, 31 Mart 2019’da çok önemli bir seçimi geride bıraktı. Kazananlar, kaybedenler bir süre daha tartışılacaktır. Sonra 5 yıl süre ile yerel yönetimde söz sahibi olacak belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, muhtarlar görev yapacakları il, ilçe, belde veya köyde icraatlarını gerçekleştirecekler.

Geride kalan yerel seçim, tarım, gıda, kırsal kalkınma politikalarının en çok konuşulduğu, adayların en çok vaatte bulunduğu seçimlerden birisi oldu. Seçilen belediye başkanlarının tarım konusunda verdiği bir çok söz var. Bu sözlerin seçimden sonra unutulmaması ve mutlaka yerine getirilmesi bekleniyor.

Seçim sürecini kısaca hatırlarsak; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, aday tanıtım toplantılarında, mitinglerde ve yerel seçim çalışmaları kapsamındaki konuşmalarında mutlaka sözü tarım sektörüne getirerek bu konudaki çalışmalarını anlattı. Gittiği her ilde 17 yılda tarıma verdikleri destekleri hem il bazında hem ülke bazında tek tek sıraladı.

Verilen sözler

Konuşma yaptığı il ve bölgeye göre yeni destek vaadinde bulundu. Örneğin küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu Van’da, koyun ve keçi başına ödenen 25 liralık desteğin devam edeceğini, buna ilave olarak sürüye katılan her kuzu ve oğlak için çiftçilere 100 lira destek vereceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mart’ta Beştepe’de çiftçilerle buluşmasında tarım alanlarına beton dikmenin vatana ihanet olduğunu söyledi.Tarım alanlarının SİT alanı ilan edilerek korunacağını ifade etti.

İzmir ve İstanbul’a “Gıda ve Tarım Teknoloji Vadisi” kurulacağı sözünü verdi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de bir çok vaatte bulundu. Belki de en önemlisi Akhisar’da zeytin üreticileri ile konuşurken, zeytinyağının yanı sıra ilk kez zeytin danesine de prim verileceğine dair söz verdi. Seçimden sonra bu sözün tutulup tutulmayacağı merakla bekleniyor. Çünkü bundan önceki seçimlerde de zeytin primi için söz verilmiş ve tutulmamıştı.

Muhalefet adayları da tarım konusunda yapacaklarını bir paket halinde açıkladı. İzmir’de Tunç Soyer, Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen, Mersin’de Vahap Seçer, Adana’da Zeydan Karalar, Antalya’da Muhittin Böcek tarım ve kırsal kalkınmaya özel önem vereceklerini, kooperatifçiliği mutlaka etkin olarak destekleyeceklerine dair sözler verdi. Belediye başkanı olarak bu sözlerini yerine getirmeleri bekleniyor.

Desteklerin yüzde 50’den fazlası ödendi

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim süresince her mitingde çiftçilere yapılacak destekleri “müjde” olarak açıkladı. 2018 üretim yılına ait ve 2019 yılı bütçesinden ödenecek toplam 16.1 milyar liralık tarım desteklerinin yüzde 50’den fazlası yaklaşık 9 milyar lirası seçim öncesinde ödendi. Çiftçiye sıcak para ödenerek oya dönüştürülmesi hedeflendi. Bazı illerde etkili olsa da çiftçiler destekleri yetersiz bulduğu için bazı illerde oya dönüşmediği görülüyor.

Soğan patates etkisi

Yerel seçimlerin sonuçlarında, işsizlik, ekonomik kriz, dövizdeki artış ve özellikle tarımda üretimin azalması ve yoğun ithalatın etkili olduğu söylenebilir. Seçim öncesi gündemin en önemli konularından birisi olan gıda fiyatları ve buna karşı kurulan tanzim satış noktalarının, genel olarak tarımdaki ithalata dayalı politikanın hem tüketim bölgesinde hem de üretim bölgesinde iktidara oy kaybettirdiği anlaşılıyor.

Antalya, Mersin gibi en önemli üretici bölgelerinde devletin tanzim satışlar aracılığıyla piyasaya müdahalesi eleştiriliyordu.

Ankara, İstanbul gibi tanzim satış noktalarının kurulduğu illerde ise ” halk üç kilo patates ve soğana muhtaç hale getirildi” söyleminin etkili olduğu anlaşılıyor.

Ayrıca seçime bir kaç gün kala Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin tanzim satışlara ucuza sağlanan 9 tarım ürününün binlerce mağazası olan 5 büyük market zincirine de verileceğini açıklaması, yüz binlerce manav ve pazar esnafının tepkisine neden oldu. Manav ve pazarcı esnafının bu uygulamaya tepkili olduğu biliniyor. Marketlere ucuza ürün temininin devam edip etmeyeceği merak ediliyor.

Seçim öncesinde soğan depolarına yapılan baskınlar, depocuların, haldeki esnafın bir anlamda artan fiyatların tek sorumlusu olarak görülmesi ve “terörist” ilan edilmesi seçim öncesinde çok tartışıldı.

Soğan ve patates ithalatına verilen izinle İran, Mısır, Kazakistan gibi ülkelerden bu ürünlerin ithal edilmesi tarım ülkesi Türkiye’nin imajını ciddi oranda zedeledi. Muhalefet partileri “beka” sorunu yerine soğan, patatesi gündemde tutarak oya dönüştürdüğü anlaşılıyor.

Tarıma verilen değer ve kooperatifçiliğin zaferi

Seçim sonuçları ayrıntılı olarak incelendiğinde kırsala yönelik çalışan, tarıma destek veren, halkla iç içe olan belediye başkanlarının veya seçimde aday olanların başarı elde ettiği rahatlıkla söylenebilir.

Bunun en somut örneği Tunceli’de yaşandı.Türkiye Komünist Partisi(TKP) ‘nden Tunceli Ovacık’ta 5 yıl önce Belediye Başkanı seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu, başlattığı tarım projesi ile kullanılmayan, boş tarım arazilerinde nohut, mercimek, fasulye üretimini başlattı.

Bölgenin en önemli tarımsal faaliyetlerinden biri olan arıcılığı geliştirerek balda marka yarattı. Bütün bu çalışmaları bir şirket aracılığıyla değil kurulan kooperatif üzerinden gerçekleştirdi. Yöre insanının ürünlerini Türkiye’ye pazarladı. Elde edilen gelirle üniversite öğrencilerine burs verdi.

Her yıl belediye harcamalarını afiş haline getirerek belediye binasına astı. Şeffaf çalıştı. Çalmadı. Halk belediyeciliği yaptı. Ovacık’ta ulaşım başta olmak üzere bir çok hizmeti ücretsiz yaptı.Halkla sıcak bir diyalog kurdu.

Küçücük bir ilçede başardığını Tunceli’ye yaymak için Tunceli Belediye Başkanlığına aday oldu. Türkiye’de ilk kez bir ilde, Tunceli’de Türkiye Komünist Partisi belediye başkanlığını kazandı. Demek ki, halk belediyeciliği yaparsanız, tarımı desteklerseniz, bölge halkının ürettiği ürünleri kooperatif aracılığıyla tüketiciye ulaştırırsanız halk size oy veriyor. Bu, kooperatifçiliğin zaferidir.

Özetle, bir seçim daha geride kaldı.Umarız tarım ve kooperatifçilik konusunda verilen sözler geride kalmaz ve yerine getirilir.