Bu günlerimize hayret ederek şaşıyor ve ne günlere kaldık diye hayret ediyorum.’’Zira keçi can gayretinde kasap ise et gayretinde’’Misali asıl konularımızı unutarak eften, püften
olaylarla vakit geçirerek uğraşıyoruz 23 Nisan 1920 tarihinde M.K. Atatürk’ün lider
liğinde, TBMM’nin attığı adımlarla gerçekle şen mecliste bakın ATATÜRK ne demiş: ‘Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır.O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır.O da milletin, kalbi, vicdanı ve maneviyatıdır’ Hey gidi ATAM.Şimdi senin kurduğun yüce meclisin adı ’külliye’ve senin oturduğun sandalyeyi işgal edenin dediklerini duysan vallahi şaşırır ve ben ne için çarpışmışım derdin..KIYASİYA bir mücadele içindeyiz. Politikacılarımız senin kurduğun yüce mecliste bir birleriyle sille, tokat, tekvando yaparak Japon filmlerini aratmadılar şükürler olsun. Futbolcular rakip takımlarla, firmalar karşısındaki firmalarla, velhasıl herkes benzeriyle mücadele içinde. Bir noktaya kadar bütün bunlar oğlan şeylerdir. Çünkü bu nücüdeler olmazsa hayatın bir anlamı olmaz ve bu hayat çekilmezdi Ama bu kavga ile karışık mücadele esnasın da unuttuğumuz manevi ilkelerimiz vardır. Kavgalarınız ilkesiz oluyor bu nedenle de. Sözlerimize edep elbisesi giydirmemiz lazım. Düşünüyorum da bazen dağların başına kaçmış, kovalanmış ar, iffet ve izzet gibi güzellikleri, şehirlere indiremiyoruz.İslam’ın temiz kaynaklarından:Her kim, Allah’a ve ahret gününe iman ediyorsa hayır söylesin veya SUSSUN. Utanma hissi imandan bir bölümdür. İnsanlardan utanmayan Allah’tan da UTANMAZ .