Isao Takahata’nın usta ellerinden çıkan, Türkçeye Dün Gibi adıyla çevrilen Only Yesterday; çocukluk anılarının büyülü bir dokunuşla yeniden canlandırıldığı, zamanın akışını ve insanlığın derinliklerini sorgulatan eşsiz bir anime deneyimi sunuyor.
Film, kırsal Japonya'nın huzurlu atmosferinde, Tokyo’nun karmaşasından kaçarak çocukluğunun geçtiği köyüne dönen bir kadının içsel yolculuğuna odaklanıyor.
Şimdiki benle tanışmak
Only Yesterday, nostalji dolu bir yolculuk olmaktan öte, varoluşsal sorulara dair derin bir düşünüş sunuyor. Kahramanın çocukluk anılarını yeniden yaşarken yaşadığı karmaşık duygular, izleyiciyi de kendi geçmişiyle yüzleşmeye davet ediyor. Çocukluğun masumiyeti ile yetişkinliğin sorumlulukları arasındaki çatışma, hayallerin gerçeklikle olan mücadelesi gibi evrensel temalar, filmde oldukça etkileyici bir şekilde işleniyor.
Huzurlu bir sığınak
Takahata’nın yönetmenliği filmin her karesinde kendini gösteriyor. Doğal manzaraların, mevsim geçişlerinin ve günlük yaşamın detaylarının titizlikle işlendiği görsel anlatım, izleyiciyi adeta bir Japon köyüne ışınlıyor. Sessiz anların ve yavaş temponun hâkim olduğu anime, modern dünyanın telaşından uzaklaşmak isteyenlere huzurlu bir sığınak sunuyor.
Dünü yeniden yaşamak
Only Yesterday sadece bir anime değil, aynı zamanda hayatın anlamı, zamanın doğası ve insan ilişkileri üzerine düşündüren bir felsefi metin niteliğinde. Filmdeki diyaloglar, karakterlerin iç dünyalarına derinlemesine inerek izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Özellikle çocukluk arkadaşlarıyla olan yeniden karşılaşmalar ve geçmişte yaşanan olayların yeniden değerlendirilmesi, izleyicide derin izler bırakıyor.
Hislere dokunmak
Sinemaseverlerin mutlaka izlemesi gereken yapıtlar arasında yer alan Only Yesterday, zamanın akışı içinde kaybolan anıları yeniden canlandırıyor, geçmişle barışmanın önemini vurguluyor ve insanın en derin duygularına dokunuyor.