Terör örgütü, silahlı eylem yapan örgüt demektir. Çoğunlukla yoksul halkın savunucuları olarak yola çıkarlar. Adı üstünde yoksul insanlar kendilerini savunduğunu iddia eden örgütleri doğal olarak finanse edemezler. Eski dönemlerde, burjuvanın parasını almak için bankalar soyuldu. Fakat bu yol hem riskli hem de cezası oldukça ağır oldu.
Güney-Amerika’da özellikle Kolonbiya’da kokain ticaretinden illegal örgütler çok iyi paralar kazandılar. Kazanılan bu paralarla satın alınan silahlar illegal örgütün uyuşturucu baronları ve silah satıcıları ile iç içe girmelerini sağlarken yoksul gençler içinde geçim kapısı oldu.
Ülkemizde de terör sürekli uyuşturucu ticareti ile finanse edildi. Uğur Mumcu, tam bunu belgelerken öldürüldü. Daha sonra ülkemizi yönetenler, uyuşturucu baronlarını çeşitli nedenlerle yargılayamadıkları için infaz edip yerine kendi uyuşturucu şebekelerini kurmak istediler. Fakat beceremediler. Abdullah Çatlı’nın Hollanda’da uyuşturucu ile yakalanıp, güya hapisten kaçırılması henüz aydınlanamamıştır.
PKK, istihbarat örgütleri tarafından kurulmuş daha sonrada, uluslar arası örgütler tarafından kullanılan bir örgüttür. Süreç içinde dış desteklerin yanında geçmişten beri var olan uyuşturucu ticareti gelirleri arasında önemli bir kalem tutar. Bu durum uyuşturucu ve silah tacirlerinin işine geldiği için, zaman zaman legal veya illegal PKK çeşitli ülkeler tarafından desteklendi.
Samimi duygularla yola çıkan Kürd milliyetçileri zamanla gerçeği gördüler. Fakat Bir kısmı korkusundan, bir kısmı ilerde düzelir diyerek otuz koca sene geçti. Süreç içinde örgüt parası ile Avrupa’da keyif sürenler yanında, onbinlerce insan dağlarda yaşamını yitirdi. Ama Her zaman uyuşturucu baranları ve silah tacirleri kazandı.
Bu duruma zamanında doğru teşhis koyup halkına sahip çıkan devlet adamları ülkemizi yönetmedikleri için, demokratik hak talepleri askeri önlemlerle çözülmeye çalışıldı. Sonuç; Adeta ayrışmış insanlar ülkesi olduk.
Başbakan her zamanki tek adam tavırları ile-Bu konu benim siyasi hayatıma da mal olsa bile kürd sorununu çözeceğim. Bana güvenin. Dedi. MİT, Abdullah Öcalan’la neler görüştü? Hiç kimse ana muhalefet bile bilmiyor.
İktidar, Akil insanlar diye bir şey icat etti, ülkemizde hiç kimsenin bilmediği ne akıllı insanlar varmışta kimsenin haberi yokmuş!!.Gizli kapaklı halktan gizli bir barış süreci giderken,BDP, başladı varılan antlaşmaları sıralamaya. 1-Anadilde eğitim. 2-Yeni anayasa v.b.v.b.
Çekilme süreci ile birlikte daha öncede bilinen fakat müdahale edilemeyen alanlarda uyuşturucu operasyonları başlayınca, uyuşturucu baronları rahatsız oldu. Kente dönen dağ kadroları eylemlere başladılar. Tıpkı güney-Amerika’da ki gibi.
PKK, uyuşturucu ile ilişkisini kesebilir mi? PKK, Uyuşturucu ile ilişkisini keserse bu boşluğu eskiden olduğu gibi kürd mafyası mı doldurur? PKK, hükümetten bir takım demokratik taleplerde bulunurken, kendi yapısını da yeniden gözden geçirmelidir. Hükümet halkı ve ana muhalefeti yanına almadığı sürece elini güçlendiremez. Hatta çok büyük sıkıntılar yaşayabilir.
Lice olayları, ne olursa olsun, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanma hakkı olmamalıdır. Devletin görevi olayları olmadan istihbarat edip, gerekli önlemleri almaktır. Yoksa politik muarızlara tuzak kurmak değildir. Hele halkın çocuklarını öldürmek hiç değildir.
Bu gelinen noktada başbakan köşeye sıkışmıştır. Çünkü Kürdlere verdiği sözler vardır. Fakat kısa sürede yaşama geçmesi oldukça zordur. Daha da önemlisi gezi olaylarında onarılması güç politik yaralar almıştır. İşin daha da komiği, Başbakan’ın sayesinde CHP %30 barajını aşmıştır.
BDP vePKK, ömrünü Kürd varlığının ispatına harcayan bu uğurda yıllarca hapis yatan akademisyen ve Kürd olmayan İsmail Beşikçi’yi ve mülkiye orijinli kürd aydını şair Kemal Burkay gibileri niçin milletvekili yapamaz? Yoksa baronlar mı istemez?