Kendilerini en dindar Yahudi grubu olarak gören Hasidik cemaatine mensup genç bir kadının, bambaşka bir dünyaya kaçarak hayatta kalması mümkün mü?

Deborah Selman’ın 2012 yılında yazdığı Unorthodox: The Scandalous Rejection of My Hasidic Roots adlı otobiyografik kitabından uyarlanan ve 2020 yılında Netflix'te yayınlanarak büyük beğeni toplayan Alman-Amerikan yapımı bir mini dizi olan Unorthodox, tekrar gündeme oturdu.

Dizi, izleyiciyi Brooklyn'in ultra-Ortodoks Hasidik cemaatinin katı kurallarıyla sınırlandırılmış bir dünyaya sürüklerken, 18 yaşındaki Esty'nin cesur kaçışını ve özgürlüğe uzanan yolculuğunu konu alıyor.

Yeniden yazılan melodiler

Hiç görmediği bir adamla görücü usulüyle evlendirilmeye zorlanan Esty, başlangıçta içindeki müzik tutkusunu bastırmak ve geleneklere boyun eğmek zorunda kaldığına inanır. Cesaretini ve gücünü toplayarak Berlin’e kaçan genç kadın, bu kaçışı sadece baskıcı bir evlilikten değil aynı zamanda onu boğan tüm dini geleneklerden de bir kurtuluş olarak görür.

Yasaklanmış bir dünyadan gelen Esty, müziğin ve yeni dünyanın da etkisiyle kendi kimliğini bulma sürecine girer. Yeni hayatında özgürlük ve bağımsızlık sarhoşluğu yaşarken, geride bıraktığı ailesi ve gelenekleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Bu hesaplaşma onu yeni sorulara ve sorgulamalara sürükler.

Gölgeleri aydınlatabilmek

Gelenek ve modernite arasında sıkışmışlık, inanç ve özgürlük arasındaki gelgitler, aile ve bireysellik arasındaki çelişkileri ustalıkla işleyen derin bir dizi Unorthodox. Esty'nin hikayesi sadece dini dogmalardan bir kaçış değil, aynı zamanda kendi tutkularının peşinden gitmenin ve özgün bir benlik inşa etmenin de simgesi.

Sosyolojik, psikolojik, feminen, siyasi ve dini bakış açılarıyla yoğurulan dizi, ataerkil sisteme ve katı dini kurallara geri çekilmeksizin kafa tutuyor. Berlin’in kasvetini vurgulayan soğuk tondaki renkler ve çarpıcı müzikler ile durağan ve sakin akışa rağmen yaratılan izleyiciyi merak ettirme ve heyecan duygusu ise sinematografik bir başarı yaratıyor.

Kapalı kapıları açan, bilinmeyenin üzerinden gölgelerin kaldırıldığı bu dizi her ne kadar bizlere yabancı gelse de aynı yolları yürümüş, aynı melodiyi duymuş hatta aynı duyguları yaşamış hissi uyandıracak kadar tanıdık.