Bu başlıkla ilgili yazımı neden ve niçin yazdığımı mümkün olduğu kadar izaha çalışacağım. Sevgili okuyucularım seksen senelik ömrümü bitirmeme 
az bir zaman kalmasına rağmen bu gözlerim neler görmede ki! Bu başlılıkla ilgili yazımı neden ve niçin
yazdığımı izaha çalışacağım.
Son zamanlarda olduğu gibi bugün de birçok şeyin 
Magazinleşmesi ve Atatürk’ümüzün de bundan nasibini 
alarak resimlerinin, heykellerinin kırılıp yırtılması, en
azından internet sitelerinde nice vicdansız ve ahlaktan yoksun, Türk ve Müslüman olduklarından şüphelendiğim Vicdansız yaratıkların yazılarından midem bulanı-
yor, hem de şaşıyorum. Yazımın özetine gelince:
Şunu unutmayınız ki: insanlar ana rahminden dünyaya gelirken ahlaklı, vicdanlı, dürüst kavramlarla pırıl pırıl DOĞARLAR, BÜYÜRLER. Ne yazık ki cemiyetimiz içersindeki bazı insanlarımız tarafından vicdan ve Karakterleri(huyları) değişi veriyor. Toplulumuz, üstesinden gelmediği bir vicdan ve ahlak bunalı ile karşı karşıya. Bu iki sorunu bir birinden ayrıymış gibi düşünmek yanlış olur. Ahlak, davranış kuraklarını koyar. Vicdan da kuralların ihlal edilip edilmediğini belirler, kişiyi kuralın gereğini yerine getirmeğe sevk eder.
***
Ahlak ve vicdan sorunlarının bir partiye veya siyasi temayüle inhisar ettiğini düşünürsek yanılırız. Muhalefetimiz gücenmesin, sorun yıllardır kimin iktidar olduğuna bakılmaksızın gelişti. İlerliyor. Kaldı ki, ahlak ve vicdan sorunları sadece siyaseti ilgilendiren sorunlar da değil. İş hayatında olsun, bireyler arasındaki ilişkilerde olsun, her insan, her insan eskisi gibi davranmadıklarından yakınıyor. Başkalarının ahlak kurallarına uymamalarından yakınanlar kurallara uyar mı dersiniz, orası muğlak. Bu çöküntü neden oldu, bununla nasıl baş edeceğiz? Türk iyemizin bir yandan hızlı artan nüfusun kentlere akması, diğer yandan kapalı,  tarıma dayalı bir ekonomiden sanayi hizmetlerinin ağır bastığı acık bir ekonomi ye kayması kısa zaman içersinde yaşadı, yaşıyor. 
Bu durumda eski değerlerinim yerini durumlara, uyum sağlamakla yetersizliği ve ahlaklılığı sağlayan denetim kurumlarının çökmesi söz konusu oldu. Ahlak kuralının kaynaklarından önemli biri DİNDİR… 
Bizde onla da ilgili bir sorun var.
Toplumun, eğitimi ve maddi imkânı yüksek, topluma yön verecek kesimleri uzun süre dinle çok ilgilenmediler. Bunun istenmeyen bir sonucu var.
VİCDAN ve AHLAK bakkaldan ve marketlerden. Hatta çarşıdan alınmadığına göre insanın içinde olmalı hatta YAŞAMALI. Bu duygu yazma ile çizme ile çizme ile olmaz, buna ahlak anlatışının oturmasını, işlemesini beklemek belki gerçekçi değil…
Bu his ve duygular yukarıda yazdığım gibi yaradılışımızla birlikte başlar..
Son olarak: Şunu unutmayınız ki!
Hiç kimse doğarken. ASİL, 
VİCDANSIZ VE AHLAKSIZ olarak 
DÜNYAYA G E L M E Z……