BDP, dolaylı bir şekilde PKK ile bağlantılıdır. PKK, zaman içinde legal ayaklarını, BDP ve KCK gibi oluşumlarla yaşama geçirdi. PKK, Orta-Doğu’da ABD ve İsrail tarafından sürekli korundu. Araplara ve İran’a karşı bölgede Türkiye ve Kürtler emperyal güçler tarafından hem korundu, hem de savaştırıldı.. Türkiye zaten ABD ve NATO vasıtası ile doğal müttefik ama el altından da Kürtleri birde İsrailoğullarının kayıp kolu Kürtlerdir gibi bir masalla güncel politikada süslenerek, Kürtler ABD ve İsrail tarafından kollandı.
Uğur Mumcu’nun saptamalarının bugün ne kadar haklı olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Yıllardır PKK’yı koruyup kollayan ABD ve İsrail, Bugünleri düşünerek idam edilmemek koşulu ile Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ettiler.
BDP, yıllardır özellikle ülkemizin Güney-Doğu’sunda halka’YA DİLİNE YA DİNİNE OY VER.’ Diyerek AKP ile emperyal güçlerin talepleri doğrultusunda halkı kandırdılar. Kendini sol sayan herkes ve her örgüt bilir ki; DİN VE IRK üzerinden politika yapılmaz. Ama BDP sürekli sol bir parti olduğunu söyledi. Fakat her zamanda ırkçı politika izlediler. Geçmiş dönemlerde yaşanan kitlesel ölümlerin arkasında, çıkarları için devletle işbirliği yapan kürt toprak ağalarının varlığını görmezden geldiler.Ve de tatlı su aydınları bunlarla işbirliği yaparak yandaş medyanın televizyonlarında programlar yapıyorlar. Örneğin; 1946 yılında yapılmak istenen toprak reformunu, Adnan Menderes ve Celal Bayar’ın öncülüğünde Kürt ve Türk toprak ağaları birlikte engellemiştir. Ardından da 1950 yılında Türk ve Kürt toprak ağaları birlikte iktidara ağaların emrindeki insanların oyları ile gelmişlerdir. Marşal yardımı ve Nato’ya katılarak emperyal güçlerin emrine ülkemizi sokmuşlardır.
Bugünlerde üzülerek görüyoruz ki; Bu gerçekler hiç konuşulmadan yapılmaması gerekenler konuşuluyor. Ülkemize barış gelmesi mutlaka tümümüzü sevindirir ama dağda ki eşkıyanın şehirleri denetlemesi, belli bölgelerde denetimin dağdan inenlere verilmesi ile sağlanacak barış, barış değil teslimiyettir.
Asıl konuya dönecek olursak, yerel seçimler yaklaşırken, yandaş medya AKP karşıtı partileri yıpratacak yalan yanlış haberleri şimdiden manşete taşımaya başladı. Üzülerek görüyoruz ki; bunları araştırmadan bazı kişiler safiyane sosyal medyada paylaşıyorlar.
Özellikle İstanbul’un AKP’nin elinden gitme olasılığı belirince, yandaş medya yetmeyince yandaş parti BDP yıprandığı için yeni kimlikle AKP’ye destek vermek için hemen kolları sıvadı.BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder,bir gazeteciyi arayarak telefonla’1-İstanbul büyükşehir Belediye Başkanlığına adayın.2- CHP’lilere söyleyin önümü kesmesinler!!!
Bu açıklamaya ne denir? Hep birlikte düşünelim.
BDP, hiçbir zaman İstanbul yerel yönetimi için alternatif olmamıştır. Geçmiş seçimlerde, AKP, BDP’lilere’SEÇİME KADAR EYLEM YAPMAYIN, SEÇİMDEN SONRA BİZDE SİZE GEREKENİ YAPARIZ’ mealinde söylemleri basında kezlerce yer aldı. Bu kadar dürüst ve demokrat geçinen sanat çevrelerinde de tanınan Sırrı Süreyya Önder, AKP’den bir ilçe belediye başkanlığına aday olsa daha tutarlı davranır.
Yerel seçimler yaklaştıkça bakalım daha ne komik ve düşündürücü işler göreceğiz.
Özellikle gecekondu bölgelerinde yaşayan Kürt-Aleviler AKP iktidarından hem hizmet alamamakta hem de ötelendiklerini düşünerek yeni arayışlar içindedirler. Doğal olarakta öncelikli tercih, CHP olmaktadır. Bu durum, AKP kadar doğal müttefiki BDP yi de rahatsız etmektedir. Bu nedenle, Sırrı Süreyya Önder öne çıkarılarak kaybedilecek oylar önlenmeye ve AKP yerel yönetiminin sürmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bu durum ve benzerleri için, safları sıklaştırmak gerekmektedir.