Değerli okurlar, bu gün siyasetten uzak kalalım, spordan uzak kalalım. Sizlere eski Türk filmlerindeki sonu acıminasyonla biten bir hikaye anlatmak istiyorum.
Yaşanmış bir olay, polisiye bir olay. Aynen Cem KARACAN’ ın dediği gibi:
Düştüm mahpus damlarına öğüt veren bol olur
Namus belasına gardaş kıydığımız can bizim.
Mısralarını anımsatan bir olay. Bu olay Trabzon Maçka da yaşandı.
Zengin bir ailenin yüzlerce dönümlük fındık bahçesinde, güzeller güzeli Ayşe fındık dallarına uzanırken ismi bende saklı olan ailenin zengin ve şımarık delikanlısı Murat ırgat Ayşe’yi görür. Delikanlının içi bir hoş olur. Ayşe yi kandırmak için her türlü yola baş koyar.
Ayşe, ciddi bir kızdır, namusludur, parada gözü yoktur ve güzelliğiyle yakın köylerde de ün salmıştır.
Bir gün amele Ayşe fındık toplarken yanına şımarık Murat gelir. Elinde altın bilezikler, binlerce Euro vardır. Bunlar senin der.
Kız omuz silkeler, arkasını dönerek gider. İçine yediremez oğlan, o gün şehre iner bir meyhanede iyice kafasını çeker. Artık gözleri dönmüştür, alkolün de etkisiyle köyde Ayşe’ nin evine baskın yapar. Arkadaşları evin çevresinde güvenlik alırken Murat kızın babasını etkisiz hale getirir ve kirli emellerini gerçekleştirerek kızın tertemiz Ar’ına leke sürer. Ve bir süre sonra evden çeker gider.
Ayşe baygındır, üstü başı yırtıktır, sağı solu kan revan içindedir. Kendine gelir babasını kurtarır. Baba der benim namusumu temizle, yoksa ben intihar edeceğim der.
Baba, Karadeniz’in her köyünde olduğu gibi evindeki av tüfeğini alarak oğlanın evine baskın yapar. Tek başınadır. İhtiyardır. Oğlanı evde bulamaz. Oğlanın babasına durumu anlatır, namusumu temizle ağa der. Ağa milletvekilliğine adaydır, bu olayın duyulmamasını ister. Kızın babasına 10 dönüm fındık bahçesi verir. Bu işi kapatalım der. Ayşe’ nin babası ikna olmuştur. Peki kızın durumu ne olacak diye sorar. Onu da merak etme der ağa, onu bizim besleme yiğitle evlendireceğim. Orasını bana bırak der.
Ağanın Yiğit’ e geçmişte çok iyilikleri geçer. Yiğit’in babası da ağanın ırgatıydı zamanında. Yiğit’in babası ölünce hem kendisine hem anasına hem gardaşlarına sahip çıkmıştır ağa. Şimdi borcunu ödeme zamanındır der. Yiğit, zorla da olsa ikna olur ve Ayşe’ yle evlenir.
Bu anlaşmalı bir evliliktir. 6 ay sonra evlilik nihayete erecekti.
Değerli dostlar bilirsiniz, bizim ülkemizde dedikodular çabuk yayılır. Güçlüler hep haklıdır, güçsüzler ise hırsız, deyyus ve haksızdır. Bizim çarkımız böyle döner.
Gelin Ayşe’ ye Yiğit’ in köyündeki kadınlar ve erkekler sırt döner. Ona namussuzmuş gibi tavır sergilerler. Ayşe dayanamaz, bir gün intihara kalkışır. Allah (cc) Ayşe’ ye sahip çıkar ve onu ölümden kurtarır.
Bu olay güzeller güzeli Ayşe ile Yakışıklı delikanlı Yiğit’ i birbirine yakınlaştırır. Artık iki genç birbirini sevmeye başlar. Yiğit Ayşe’ye kucak açar. Karım diye hitap etmeye başlar.
Ama durur mu zengin oğlan, zorla tecavüz ettiği Ayşe’ yi aklından bir türlü çıkaramaz. Ayşe’ ye evinde tekrar tecavüze kalkışır. Köy halkı Ayşe’ ye yardım eder ve tecavüzden kurtarır. Olayı duyan Yiğit, zengin oğlan Murat’ ın peşine düşer. Murat’ ı yakalar ve onu yağlı kazığa oturtturur. Murat hak ettiği sonu bulur ama Cem KARACA’ nın da dediği gigi;
Namus belasına gardaş kıydığımız can bizim,
Düştüm mahpus damlarına öğüt veren bol olur.
Değerli okurlar, adam öldürmek bıçak sırtı gibidir. Hem zor, hem çok kolaydır. Bizim öğüdümüz canı veren ALLAH’ tır, alması gereken de Allah’ tır.
Yiğit’in ağır tahrik altında almış olduğu 8 yıllık ceza 5.yılda af olur. Ama yaşanan bu olay iki köyü karşı karşıya getirmiş, kan davasına dönüşmüştür.
Sevgilerimle….