Geçen haftaki yazımızı şöyle bitirmiştik. “Sonuç olarak açık bütçelerle demokrasi olmaz. 1950 yılından bu yana harici bedhahların dayatmaları ile dâhildeki gaflettekilerce açık bütçeler yapıldığından bir türlü demokrasiye geçemiyoruz. Bazı kimseler ileri demokrasiye geçtiler ama Milletimiz; demokrasiye insan haklarına sosyal dayanışmaya ve sosyal devlet ilkesine bir türlü geçemedi. 2014 malı yılı bütçesi bir yazıya sığmaz biraz ara verelim tekrar konumuza dönelim.”

11 yıllık AKP iktidarlarında 11 tane açık bütçe yapılmıştır. Bu 12. 2014  bütçesi  de daha öncekiler gibi açık bütçedir.11senede bilinen resmi açık toplam 340 milyardır. Bunun sonucunda  bütçe açıklarını kapatmak için ne var ne yok satılmıştır.Uçan kuştan borç alınmıştır. Para basılmıştır. Paramızın değeri düşürülmüştür. Böyler bir iktidarın yönetiminden demokrasi beklemek halkımızın deyimi ile "öküzün altında yavru "aramak gibi anlamsız bir şeydir. Hepsi de açık 11 bütçe ile geldiğimiz yerde neler var toplu olarak bir göz atalım.

Altın temel alınırsa yaşamımız %650 zamlanmıştır

2002 yılında Hazinemizin toplam alım gücü 4.200.000.000  çeyrek altın  alım gücünde iken 2.400.000.000 çeyrek altın alım gücüne düşmüştür. Milletimiz ve devletimiz fakru zarurete sürüklenmiştir.

Yine altın temel alınırsa; Asgari ücretimiz ve tüm ücretlerimiz %50 azalmıştır

Anarşi kol gezmiştir. Milli reaksiyonlarımız biber gazı coplar TOMA larla silindir gibi ezilmiştir. Sadece 5 şehit Gezi parkı olaylarında verilmiştir.

Değerli AKP Milletvekilleri siz de en az size oy veremn AKP li yurttaşlarımız kadar  ve size oy vermeyen muhalifleriniz kadar vatanseversiniz. Vatansever milletsever yani milliyetçi olmak doğal bir olaydır Çünkü siz bu milletin evlatlarısınız ve bu vatanda yaşıyorsunuz. Onun için bu vatanın bölünmez bütünlüğünün , demokratik hukuk devletinin yanında olmak zorundasınız. Ettiğini ymin ve Anayasamızın size verdiği emir budur. Ayrıca söylemek zaittir ki; milletin mutluluğuna ilerlemesine engel olaylara karşı olmak zorundasınız. Açık bütçe ve enflasyon 1950 yılından bu yana dâhili ve harici bedhahların müştereken yürüttükleri bir Cumhuriyeti yıkma projesidir. Nereden çıkarıyoruz bu kadar ağır bir suçlamayı. DP 1950 de işe başladığı zaman da aynı şeylerle işe başladı. 1957 de seçimleri tekrar kazandı ama kıl payı kazandı. Menderes o seçim gecesinde şöyle dedi  “ Allah bir daha bana böyle bir gece göstermesin” Bir daha Allah ona öyle bir seçim gecesi göstermedi duası kabul oldu ama bir daha da seçim yapılamadı.  İşte öyle bir seçimden sonra kurulan 3. Menderes kabinesinin güvenoyu için 5 Aralık 1957 de TBMM de yapılan müzakerelerinde İsmet İnönü TBMM ne çıktı ve şunları söyledi:

-          Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatından düşürerek 1952 Sonbaharı başlarında memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.

-          Kudretini enflasyondan almak isteyerek ayakta durmaya çalışan bir iktisadi politikanın sahibi hükümetin vücudu başlı başına amme itimadını( Güvenini) sarsan bir sebeptir.

-          Tabidir ki Menderes ve hükümeti İsmet İnönü’nün söylediklerine kulak asmadı. Açık bütçeye ve enflasyona harici bedhahlara uyarak devam etti. Bu gelişmeler sonunda“Milli reaksiyonlar” oluştu ve geldik 26 Nisan 1960 tarihine.  Üniversiteler  ayakta millet endişe içinde İsmet İnönü tekrar kürsüde. Diyor ki: “ Biz demokratik rejim dedik. Demokrattık rejim kurulmuştur. Demokrattık rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimine götürmek tehlikeli bir şeydir.” Gerisini hepiniz biliyorsunuz. Açık bütçe ile yola devam etmek demokrasiye ihanettir. İnsan haklarına ihanettir. Cumhuriyetimizi adım adım yıkmaktır. “ Durmak yok yola devam diyorsunuz.” Gittiğiniz yol milli bir yol değildir.Harici bedhahların önerdiği   temeli yüksek Türk kültürü ve Türk kahramanlığı olan milletimizin en büyük eseri Cumhuriyeti yıkma yoludur.

   ABD büyükelçisinin beğendiği bürokratlarla, exeter Üniversitesinden yetiştirilmiş elemanlarla tek adamlığa soyunanlarla bu geçitlerden geçilemez. Geçilemiyor. Kendinizi Gezi Parkı direnişlerinde ve ODTU işgalinde bulursunuz.  Ve buldunuz. Çıkmaz yollardan dönülmelidir. Onun için yol yakınken yapılacakları bir dost olarak yazıyorum.

*TBMM ne sunduğunuz 33.Milyar açık 2014 mali yılı bütçesini geri çekin.

*Devletin gelirlerini iyi hesaplayın. 11 yıllık tahribatı önlemek için en az 50 milyar tasarrufla 2014 bütçesini yeniden hazırlayarak TBMM ne sunun.

Bu bütçenizi çıkarıp uygularsanız; İsmet Paşa’nın “bu yola davam ederseniz ben de sizi kurtaramam”  dediği yola girersiniz.

Ey TBMM üyeleri. “Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz” dedirtin. Görevinizin Türkiye Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek olduğu unuttuğunuzu düşündüren sinyaller alıyoruz. Bu sinyallerin en büyüğü  açık bütçelere oy vererek 1950 den beri ve özellikle 2002 den beri Cumhuriyetimizi yıkma eylemlerine destek olmanızdır. Bu yola devam ederseniz Türk Milleti görevinize son verecektir. Dost acı söyler. 2014 mali yılı bütçesinin siyasal sonuçları ne olacak konusu gelecek yazıya kaldı.