Çevre günü neden önemlidir? Çünkü temiz ve yaşanabilir çevre; insan açısından sağlıklı yaşamında temelini oluşturur. Temiz çevre mikrop üretmez, koku vermez, rahatsız etmez ve insanların fevkalade mutlu yaşayabilecekleri mekanları ortaya koyar. 1972 yılında İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda alınan bir kararla 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi.
Temiz çevre önce kirletmemekle mümkündür. Ürettiğimiz çöpleri mutlaka ilk kaynağında (evlerimizde) geri dönüşüm torbaları oluşturup; her çöpü uygun torbasına koyup; daha sonra Belediyece oluşturulmuş geri dönüşüm kutularına atarsak; daha sonraki aşamada ayrıştırmaya gerek olmadan direkt olarak ilgili fabrikaya gidip; tekrar işlenerek yeniden kullanılır hale getirilir. Örneğin: Cam kırığını cam geri dönüşümüne; kağıt atığını kağıt geri dönüşümüne; plastik ve naylonu; naylon geri dönüşümüne atarsak; geriye kalan çöp atıklarınıda Dünyada bu yönde geliştirilmiş tekniklerle doğrudan yakarak enerji; gübre; gaz(sebze üretimi için kullanılıyor.) elde edilebiliyor. Gazıda yakarsak seraları ısıtmada (kışın) kullanılabiliyor. Diğer taraftan çevrenin bozulmaması; doğadaki dengeyi koruyacak ve çevre kirliliği oluşturan yapıya yol açmayacaktır.
Bilindiği üzere soluduğumuz hava; oksijenini ağaçlardan ve her çeşit bitkiden; özümleme (fotosentez) yoluyla; doğadan elde edilmekte, böylece temiz hava; yaşamı daha kolaylaştırmaktadır. Örneğin bugün şehirlerimizin önemli bir bölümünde doğalgaz kullanmaktayız. Doğalgaz akışı yönünden borularla geldiği için yapımından sonra bir işlem gerektirmemekte; evlerimizde kullanmaktayız. Yanmanın sonucunda, fazlaca bir hava kirliliği yaratmamakta; oysa düşük kalorili kömür kullanmış olsaydık; bugün bu şehirlerde yaşayamazdık.
Diğer yandan kentsel projeler yapılırken mutlaka çevreci tasarımlar bunun içinde olmalıdır. Şehir, bölge, yöre, mahalle kanalizasyon sistemleri ve arıtma tesisleri, diğer sosyal donatılar bunun içinde yer almalıdır. Su doğaya temiz olarak bırakılmalıdır. Aksi halde gireceğiniz denizde yüzemezsiniz; dere yakınında kokudan duramazsınız. Sonrasında da salgın hastalıklar gelebilir.
Türkiye çevre yasaları yönünden epey yol almıştır. Ama bazen bu tam uygulanmıyor. Fabrikalar mutlaka denizden en az 2 km içeride ve sanayi bölgelerine yapılmalı; planlamalara mutlaka uyulmalıdır. Fabrikalarda havaya çok düşük seviyede sera gazı bırakmalıdır. Aksi halde dünya daha çok ısınacak ve oluşacak hava sıcaklığı bitki türevlerinin ve su kaynaklarının azalmasına yol açacak; buda felaketin başlangıcı olacaktır.
Çevre insanın yaşadığı yer olduğu için son derece önemlidir; korunması ve temiz tutulması hepimiz için son derece gereklidir.