Çok uğraştık, Suriye’ye giremedik. Şam’da Cuma namazı kılacaktık. Dost bildiklerimiz bizi sattı. Elimizde silah, başımızda miğfer ortada kaldık.                
O zaman ODTÜ’ye girelim, orası dindar nesil olmaya fazla direnç gösteriyor.
Evet gündem yine türban.                                                                  
Demek ki sıkıştılar, eski ve paslı silaha sarılıyorlar.                        
Türban yine kutsal kitapla eşdeğer, bunu taşıyan da kutsal ve mübarek insan!
ODTÜ bu kez türban üzerinden saldırı altında.
İktidar ortağı Cemaat, öğrenci bile olmayan kadınları ODTÜ bahçesine gönderip, kendi yurtlarına yeni öğrencileri kapmak için görevlendiriyor.      
“Bizim yurda gelin, ODTÜ’nün yurtlarında fuhuş yapılıyor. Kızlar bebek düşürüyor.”                                                                                                        
Yeni kayıt yaptırmaya gelen genç kızlara bu yalanı söyleyene sizi aşağılayana tanık olursanız, hele ki o okulun öğrenciyseniz ne yaparsınız?              
“Buradan defolun gidin! “ dersiniz.
ODTÜ öğrencileri de haklı olarak bunu yaptılar.                                          “Burayı derhal terk edin!” dediler.                                                                  
Bu aşağılık suçlamayı yapan kişi ister türbanlı, ister şalvarlı, ister kravatlı devlet yöneticisi olsun oradan defolması istenir.                                            
ODTÜ yurtlarını kötüleyen türbanlı aktörler de zaten amaçlarını basına açıklıyorlar; ”Yeni kayıt yapan öğrencileri yurtlarımıza yönlendirmek için çalışıyorduk” diyorlar. Fuhuş, bebek kısımlarını basına söylemiyorlar tabi. Çok da rahatlar. Arkalarında kocaman Başbakan var çünkü.                                   Başbakan işi gücü bırakmış, ta Rusya’dan ODTÜ’lüleri ve onların şahsında tüm üniversiteleri silahla tehdit ediyor. Artık polisi üniversiteye sokmanın zamanının geldiğini söylüyor. Özel güvenlik yeteri kadar sert değilmiş.                                      ODTÜ’lüler,  gericiliğin, faşist zorbaların, cemaatçi, tarikatçı yobaz kafaların, bunları himaye eden iktidarın saldırılarına karşı okullarının ilerici, demokrat, devrimci kimliğini ve onurlu mirasını  koruyor.                    
Başbakan daha önce de ODTÜ için, hocalara,”Böyle öğrenci yetiştiriyorsanız olmaz olsun hocalığınız ” türünden cümleler kurmuştu.         
Çünkü, Dindar gençlik, dindar nesil, yani dindar üniversite istiyor.       
Yani, bu yeni saldırı Dindar üniversite, Dindar ODTÜ saldırısıdır. Üniversite değil, Medrese anlayışını egemen kılmaktır.                                     
Bunun için  şimdilik buldukları en uygun saldırı silahı, “türbanlı mağduriyeti” numarasıdır.                                                                          
Bunlar, demokratik ve özgür üniversite kültürüne uzaktır.                
ODTÜ’de stant açıp, iktidar adına öğrenci avlamaya gelenlere sorun; Kız erkek öğrencilerin aynı ortamda olmasına, yakın yurtlarda kalmasına karşıdırlar. Çünkü Başbakan ve iktidar da karşıdır.                                                       
Kenan Evren’in Türkiye’nin başına bela ettiği YÖK’ün devamından yanadırlar. Çünkü başbakan da bundan yanadır. Nitekim kaldırmıyor.       
Özgür düşünce, demokratik ve özerk üniversite bunlara yabancıdır, dolayısıyla polisin üniversiteye girmesini savunurlar. Çünkü Başbakan da istiyor.                      
Bunların savundukları düşünceler ODTÜ’nün geleneğinde yoktur.         
Hedef, üniversiteyi ele geçirmek, uysallaştırmak, gerici iktidarlara biat eden, dindar nesil yaratmak.
ODTÜ’de başörtüsü sorunu da, başı kapalı olanlara saldırı da yoktur. Bilmeyenlere hatırlatırız ki, ODTÜ’de 1000 kişilik cami ve Rektörlük binasının altında mescit vardır. Ayrıca bu okulda, elbette çoğu solda olmak üzere sayısı 10’u bulan farklı görüşlerde düşünce kulüpleri vardır.              
Hangi provokasyonu denerseniz deneyin, arkanıza iktidarı, başbakanları da alsanız, ODTÜ’yü ve onun devrimci geleneğini ele geçiremeyeceksiniz.                
Haydi Canım, başka kapıya!                                                   
Öğrencisiyle, hocalarıyla, çalışanlarıyla ODTÜ bir bütündür, sahipsiz değildir.       
Suriye’ye girememenin hırsını buradan çıkarmanıza izin verilmeyecek.  ODTÜ’yü teslim alamayacaksınız!
OLİMPİYAT SENİN NEYİNE ?
2020 Olimpiyatlarını kaybettik.                                                                  
Neden? Çünkü faiz lobisi yine devredeydi! Bu olimpiyat komitesi zaten içkici, ayyaş,vandal takımı. Barış, marış dedik ama yemediler.                      
Başbakan Arjantin’e gitti. Bounes Aires’te otelin önünde Arjantin’li bir grup Türkiye’nin Suriye politikası ve gezi olaylarında polisin tutumunu kınadı. Devrimci Barikat oluşumunun sözcüsü J.Marino,”Türkiye Olimpiyatlara aday olacağına, önce Gezi olaylarında öldürülen 5 kişinin katilini yargılasın ve cezalandırsın” dedi.                                                                                           
Bak, dünyanın bir ucuna da gitsen bu cinayetleri hatırlatan birileri çıkıyor.         Kaçamayacaksın!                                                                             
Başbakan bu yenilgi için diyor ki; ”İslam dünyası ile bağları kesip atıyorlar.”                                                                                                       
Hayır canım, diktatörlerle bağları kesiyorlar.

 

Çok uğraştık, Suriye’ye giremedik. Şam’da Cuma namazı kılacaktık. Dost bildiklerimiz bizi sattı. Elimizde silah, başımızda miğfer ortada kaldık.

O zaman ODTÜ’ye girelim, orası dindar nesil olmaya fazla direnç gösteriyor.Evet gündem yine türban.

Demek ki sıkıştılar, eski ve paslı silaha sarılıyorlar.

Türban yine kutsal kitapla eşdeğer, bunu taşıyan da kutsal ve mübarek insan!ODTÜ bu kez türban üzerinden saldırı altında.İktidar ortağı Cemaat, öğrenci bile olmayan kadınları ODTÜ bahçesine gönderip, kendi yurtlarına yeni öğrencileri kapmak için görevlendiriyor.

“Bizim yurda gelin, ODTÜ’nün yurtlarında fuhuş yapılıyor. Kızlar bebek düşürüyor.”  

  Yeni kayıt yaptırmaya gelen genç kızlara bu yalanı söyleyene sizi aşağılayana tanık olursanız, hele ki o okulun öğrenciyseniz ne yaparsınız?

“Buradan defolun gidin! “ dersiniz.

ODTÜ öğrencileri de haklı olarak bunu yaptılar.“Burayı derhal terk edin!” dediler.  

Bu aşağılık suçlamayı yapan kişi ister türbanlı, ister şalvarlı, ister kravatlı devlet yöneticisi olsun oradan defolması istenir.

ODTÜ yurtlarını kötüleyen türbanlı aktörler de zaten amaçlarını basına açıklıyorlar; ”Yeni kayıt yapan öğrencileri yurtlarımıza yönlendirmek için çalışıyorduk” diyorlar. Fuhuş, bebek kısımlarını basına söylemiyorlar tabi. Çok da rahatlar. Arkalarında kocaman Başbakan var çünkü.  

Başbakan işi gücü bırakmış, ta Rusya’dan ODTÜ’lüleri ve onların şahsında tüm üniversiteleri silahla tehdit ediyor. Artık polisi üniversiteye sokmanın zamanının geldiğini söylüyor. Özel güvenlik yeteri kadar sert değilmiş.

ODTÜ’lüler,  gericiliğin, faşist zorbaların, cemaatçi, tarikatçı yobaz kafaların, bunları himaye eden iktidarın saldırılarına karşı okullarının ilerici, demokrat, devrimci kimliğini ve onurlu mirasını  koruyor.

Başbakan daha önce de ODTÜ için, hocalara,”Böyle öğrenci yetiştiriyorsanız olmaz olsun hocalığınız ” türünden cümleler kurmuştu.

Çünkü, Dindar gençlik, dindar nesil, yani dindar üniversite istiyor.Yani, bu yeni saldırı Dindar üniversite, Dindar ODTÜ saldırısıdır. Üniversite değil, Medrese anlayışını egemen kılmaktır.  

         Bunun için  şimdilik buldukları en uygun saldırı silahı, “türbanlı mağduriyeti” numarasıdır.

Bunlar, demokratik ve özgür üniversite kültürüne uzaktır.

ODTÜ’de stant açıp, iktidar adına öğrenci avlamaya gelenlere sorun; Kız erkek öğrencilerin aynı ortamda olmasına, yakın yurtlarda kalmasına karşıdırlar. Çünkü Başbakan ve iktidar da karşıdır.

Kenan Evren’in Türkiye’nin başına bela ettiği YÖK’ün devamından yanadırlar. Çünkü başbakan da bundan yanadır. Nitekim kaldırmıyor.

Özgür düşünce, demokratik ve özerk üniversite bunlara yabancıdır, dolayısıyla polisin üniversiteye girmesini savunurlar. Çünkü Başbakan da istiyor.

Bunların savundukları düşünceler ODTÜ’nün geleneğinde yoktur.

Hedef, üniversiteyi ele geçirmek, uysallaştırmak, gerici iktidarlara biat eden, dindar nesil yaratmak.ODTÜ’de başörtüsü sorunu da, başı kapalı olanlara saldırı da yoktur. Bilmeyenlere hatırlatırız ki, ODTÜ’de 1000 kişilik cami ve Rektörlük binasının altında mescit vardır. Ayrıca bu okulda, elbette çoğu solda olmak üzere sayısı 10’u bulan farklı görüşlerde düşünce kulüpleri vardır.  

Hangi provokasyonu denerseniz deneyin, arkanıza iktidarı, başbakanları da alsanız, ODTÜ’yü ve onun devrimci geleneğini ele geçiremeyeceksiniz.

Haydi Canım, başka kapıya!

Öğrencisiyle, hocalarıyla, çalışanlarıyla ODTÜ bir bütündür, sahipsiz değildir.

Suriye’ye girememenin hırsını buradan çıkarmanıza izin verilmeyecek.  ODTÜ’yü teslim alamayacaksınız!OLİMPİYAT SENİN NEYİNE ?

2020 Olimpiyatlarını kaybettik.Neden?

Çünkü faiz lobisi yine devredeydi! Bu olimpiyat komitesi zaten içkici, ayyaş,vandal takımı. Barış, marış dedik ama yemediler.

Başbakan Arjantin’e gitti. Bounes Aires’te otelin önünde Arjantin’li bir grup Türkiye’nin Suriye politikası ve gezi olaylarında polisin tutumunu kınadı. Devrimci Barikat oluşumunun sözcüsü J.Marino,”Türkiye Olimpiyatlara aday olacağına, önce Gezi olaylarında öldürülen 5 kişinin katilini yargılasın ve cezalandırsın” dedi.          

Bak, dünyanın bir ucuna da gitsen bu cinayetleri hatırlatan birileri çıkıyor.Kaçamayacaksın!

Başbakan bu yenilgi için diyor ki; ”İslam dünyası ile bağları kesip atıyorlar.”                        

Hayır canım, diktatörlerle bağları kesiyorlar.