Bu arada iki günlük Batum seyahatim oldu. Ordudan Batum’a yaklaşık 5,5- 6 saatlik bir yolculukla gidiliyor. Nüfus Kağıdı ile Batum’a gitmek mümkün. Batum Gürcistan’a bağlı Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti. Gürcistan’ın 5 milyon nüfusu var; 1991 de bağımsızlığına kavuştu. Gürcistan’ın para birimi Lari; ve bir Lari yaklaşık 1,89 t dir. Batum yüz seksen bin nüfusa sahiptir ve yaz aylarında turizm nedeniyle nüfus artıyor.
Batum’da dünyanın en büyük ikinci Botanik Parkı var. Botanik Parkı şehirden 6-7 km ilerde ve yaklaşık 15 km çapında olduğunu rehberimiz Hatuni bize anlattı. Botanik Parkı 1889 da kurulmaya başlanmış; yaklaşık 100 yıllık; bir kurulmuş yerleşikliği var ve dünyada olan bitkilerin hemen birçoğu burada var; onları tanımak; görmek isteyenlere tavsiye ederim. Tamamen doğal yapısı ile hizmet veriyor. Arada asfalt yollardan tren denen araçlarla(Yere yakın, küçük, yanları açık; on kişi alan uzun münübüs.) parkın içinde gezmek üç lari vererek mümkün. Tabii parkın tamamını gezmek epey vakit alacak bir olay; ancak belli başlı yerleri; belirli zaman periyodunda gezebiliyorsunuz. Bu parka giriş 6 lari.
Batum’da gördüğüm en güzel gösterilerden biri Yunus Gösteri Havuz’undaki Yunus gösterisiydi. Buraya giriş 12 lari ve yunusları yönlendiren eğitimcilerin sayısı biri bayan olmak üzere dört kişiydi. Derin; deniz suyu dolu havuzda gösterilerini gerçekleştiriyorlar ve bu gösteriler Batum’da turistlerin çok ilgisini çekiyor.
Batum şehir olarak oldukça geniş caddeleri ve park alanları olan bir şehir; tarihi özellikleri var. Sarp’tan itibaren yol Batuma kadar gidiş geliş; henüz bölünmüş değil. Batum önemli bir liman; hem ithalatta; hem ihracatta önemli görevler üstleniyor. Başka şehirlere ulaşım genellikle eski model trenlerle.
Bu arada Halk Pazarı denen yeri gördük. Halk pazarında hijyen bir ortam yok; (dolapta olması gereken tavuk, et, balık gibi gıdalar; raf üzerinde açıkta satılıyor. Yine içecekler; gıda maddeleri, bidonlar ve vasıfsız kavanozlarda; meyve ve sebzeler kasalarda çok düzenli olmayan yerlerde satılıyor. Pazar olan bina eski yapım; yeni sistemlere uygun değil; serin ancak iklimlendirmeler yok. Burada Batum’un ters yüzünü görmeniz mümkün.
Batum’da restauranta gittiğinizde; istediğiniz yemeyi almanız veya açık büfe yemek seçme sisteminden faydalanmanız mümkün değil. Gürcistan’ın bir yemek kültürü olduğu; bu nedenle yemeklerin bu kültüre göre servis edildiği; rehberimiz Hatuni tarafından bize anlatıldı. Masaya grup olarak oturduğunuzda masa üzerindeki içecekler; (armut suyu, elma suyu, limon suyu, portakal suyu ve diğer içecekler var) duruyor. Tatları çok değişik; bizimkilere benzemiyor. Yemekler 5 veya 6 kişiye 1 servis tabağı dolu olarak masaya koyuluyor; istiyorsan istediğin kadar alıyorsun; veya beğenmiyorsan hiç almayabiliyorsun; bazıları pişirilen kabla geliyor.(güveç gibi) Yalnız yeterinden fazla yemek servis ediliyor, ama nasıl bir yemeğin geleceğini bilmediğimizden aç kalmamak için önceden karnını doyurursan; sonradan hoşuna giden bir yemeği yiyemiyebilirsin. Ancak yemeklerin bazıları bizim hoşlandığımız tipten; gerisi değil. Ben şahsen gerek rehbere; gerekse tur sahiplerine; bu durumun iç açıcı olmadığını; yemeklerin açık büfe sunmaları halinde, bu olumsuzluğun ortadan kalkacağını anlattım. Ancak rehber Gürcistan’ın bir yemek kültürü olduğunu ve böyle uygulandığını anlattılar. Bunu değiştirmelerinin mümkün olmadığını; gelen turistlerin bu kültüre alışacakları bilgisini sundu.
Bu arada özellikle Türk tarafında; sarp’ta; geri dönüş yönünde çok kalabalık araç yoğunluğu ve park yeri yetmezliği var. Burada 350 metre kadar; bölünmüş yolun haricinde; 350x15 metrelik bir park koridoru yapılması gerekiyor. Aksi halde dönüş yolcusunu alacak olan otobüs, duracak yer bulamıyor; tabii diğer araçlarda.