Z kuşağı kendinden büyük kuşakların onları anlamadığını iddia ederken giderek artan akran zorbalığı, kendi aralarında kurdukları kast sistemi, birbirlerini ötekileştirme çabaları onların birbirlerini anlamadığını gösterir nitelikte.
Weak Hero Class 1: Zayıf Kahraman Sınıfı
Dinlemeye, anlamaya tahammülü olmayanlar diye adlandırılan bu nesilde diğer kuşaklarda olduğu gibi sesini duyurmaya çalışanlar elbette var, olacaklar da.
Zayıfların sessiz gücü
Güney Kore yapımı olan Weak Hero Class 1; zayıf, güçsüz insanların sesinin duyurulmaya çalışıldığı bir dizi. Ülkemizde olduğu gibi Güney Kore’de akran zorbalığı oldukça yaygın. Bu zorbalıklardan dolayı okulu bırakanların ve hatta intihar edenlerin sayısı da oldukça fazla.
Sınıfındaki öğrencilerin en iyileri arasında yer alan Yeon Si Eun, ders çalışmaktan başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir öğrencidir. Fiziksel olarak zayıf olmasına rağmen zorbalıklara karşı da geri adım atmayan Si Eun, hızlı karar alma becerileri ve fizik bilgisi ile kendini korur. Güçlü bir dövüşçü olan sınıf arkadaşı Ahn Su Ho ile bir meclis üyesinin oğlu Oh Beom Seok ile tanışması ile yeni bir hayata adım atar. Bu hayat onu hem iyi hem kötü yollara sürükleyecektir.
Ötekileştirilen hayatlar
Karakterlerin gelişimini ilmek ilmek işleyen dizide her bir karakterin psikolojisini anlıyor ve hissediyor, onlarlar beraber ağlıyorsunuz. Zaman zaman da adrenalinden kalbinizi deli gibi artıracak sahnelerle ile olaya dahil oluveriyorsunuz. Adalet ve eşitlik konularını da sıkça vurgulayan dizi, zorbalığa maruz kalan öğrencilerin bir nebze sesi oluyor.
Yalnızlık, dışlanmışlık hissi, bir yere ait olma ve kimliğini bulma ihtiyacı bu dizide olduğu gibi gerçek hayatta birçok kişiyi yanlışlıklara sürükleyebiliyor. Bu dizi sadece bir okul hikayesi değil, aynı zamanda insan doğası ve toplumun iç yüzü hakkında derinlemesine bir inceleme imkânı da sunuyor. Zorbalığın, şiddetin, paranın ve gücün hâkim olduğu bu çürümüş bu soyut sistem, varlığını kötücül bir şekilde yeniden hissettiriyor.
Asıl olan; çürümüş sistemin bir parçası olabilmek mi yoksa çürüğü olduğu yerden kesip atabilmek mi?