Her toplum kendi yalanına inanır. Yalana inanmak en çok din konusunda yaşanıyor.

1. Museviye göre doğru din YAHUDİLİKTİR. Yahudi, başka insanların inançlarına “yalan” diyor.

2. Dünyada 2,6 milyar insan Hristiyanlığa inanıyor. Hristiyanlar, başka insanların inanç sistemlerine “yalan” diyor.

2. Müslümanların sayısı 2 milyarı aştı. Sayı itibariyle ikinci sırada. Müslümanlar, başka insanların inançlarına “yalan” diyor.

Her din, diğer dinleri yalanlıyor. Dini mensubiyeti olanlar da inanıyor.

Toplumları yalana inandırmak mümkün. Bunun için, yalanı sürekli tekrar etmek yeter. Yalanı, doğruymuş gibi insanlara inandırmak çocuk yaşta başlar. Yedi yaşına kadar, sürekli yalan ile beyni doldurulan çocuk, toplumdan öğrendiklerini doğru kabul eder.

İnsan beyni, yalanı bir kere kabul ettimi, ondan kurtulması çok zor. Ancak, imkansız değil. Zira, yaşanan gerçekler, insana doğruları öğretiyor.

Örneğin, İslamiyette faiz yasak. Tarım üretim aşamasında kabul edilebilir insani gerekçeleri var. Ancak sanayi toplumu, sermaye ile üretim yapan toplumdur. Faiz sermayenin fiyatıdır ve faiz olmadan ekonomi işlemiyor.

Faize NAS deyip yok sayan bir ekonomi politika, büyük sorunlar yarattı. Faizi yok symanın bedeli ağır oldu. Ve ekonomik sorunlar çözülemedi. Çözüm için reel faiz kullanılıyor.

“Faiz yasağı yalanını” yaşayarak öğrendik. Çünkü “toplumsal yalanların yanlışlığı” YAŞANARAK öğreniliyor.