Günün konusu haset: sizlerle bu konu üzerine sohbet etmeye çalışacağız.

Haset sözlükte çekememek demektir. Dindeki anlamı ise, başkasında olan herhangi bir varlığın ondan alınıp kendisine verilmesini istemektir. Bundan daha fenası da kendisine verilmese bile, o nimetten onun mahrum olmasını temenni etmektir.

Kıskançlık bazen haset anlamında olursa da daha çok “Gayret” anlamındadır. Mesela erkeğin karısını veya kadının kocasını başkalarından kıskanması haset değil, gayrettir övülmüştür.

Haset nedir: Birisi diğerinin karısını, kocasını, çocuklarını, malını, güzelliğini veya herhangi bir nimet veya üstünlüğünü çekememesi, ona göz dikmesi, onun yok olmasını arzu etmesi hasedin ta kendisidir ve yerilmiştir. Haset, kötülenmiş ve çirkin bir huy olduğu bildirilmiştir.

Halbuki gayret, bunun aksine övülmüştür. Çünkü ilerleme, olgunluğa erme, iffet, hakkın korunması onunla olur. Yeter ki kendi hakkının ilerisine tecavüz etmek suretiyle aşırı olmasın. Böyle olursa o zaman gayret, haset manasında olmuş olur ki, makbul değil, günahtır.

Hasedin tarihçesi Hz Âdem’in çocukları olan habil ile Kabil arasında başlamıştır ve sonuç olarak habil Kabil’i öldürmesiyle sonuçlanmıştır.

Göklerde de yerde de ilk isyan yani Allah’ın emrine karşı gelme, haset yüzünden çıkmıştır.

Allah Hz Adem’i yarattığında şeytana Adem’e  secde etmesini emretmiş ve şeytan Allah’a karşı gelerek buna karşı gelerek seyretmiş ve yine haset etme sonucunda ortaya çıkmış çıkmış ve huzurdan kovulmuştur.

Bunu başka bir şekilde anlatmaya çalışalım.

“Yılanın biri ateş böceğinin peşine düşmüştü. 

Onu tam yemek üzereyken ateş böceği, 

-“Sana bir şey sorabilir miyim?” dedi. 

Yılan;  

-“Aslında kurbanlarımın sorularını cevaplamam, ama bir istisna yapıp sana

izin vereceğim” dedi. 

Ateş böceği sordu: 

-“Sana bir şey mi yaptım?”, -“ Hayır” dedi yılan. 

-“Senin besin zincirine mi dahilim?” diye sordu ateş böceği. -“Hayır” dedi yine yılan. 

-“O halde niçin beni yemek istiyorsun” diye sordu. 

-“Işığını görmeye dayanamıyorum da ondan.” dedi yılan. “Bazen kimseye zararınız olmasa ve hatta her türlü iyiliği yapsanız dahi, birilerinden yanlış görürsünüz Çünkü sizdeki ışık onlarda yoktur ve ışığınızdan rahatsız olup sizi kıskanırlar Rabbim  Fitne fesat kişilere fırsat vermesin 

Ateş için odun veya otları yakıp kül etmek ne kadar tabiî ve kolay ise, çekememezlik duygusu da kişinin yaptığı iyilikleri öylece tüketir. Çünkü kıskanan kişi kıskandıklarının gıybetini, dedi-kodusunu yapar, aleyhinde bulunur. Bunlar hasetçinin kaybını ve zararını, kendisine haset edilen kimsenin de nimet ve sevabını artırır. Böylece haset eden kimsenin hem dünyası hem de âhireti mahrûmiyetle dolar.

Haset tedâvi edilmezse, neticede kişinin imanını da ifsat edebilir. İyiliklerin, hayır ve hasenâtın desteğinden uzak kalan imanın önce kemalini sonra da aslını kaybetmesinden korkulur. Bu sebeple haset şiddetle yasaklanmıştır. Resûlullah (sav) efendimiz şöyle buyurmuştur: “ Bir insanın kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.”Hasetten sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyi amelleri yakar, bitirir.”

Rabbim bizleri kibirinden dolayı huzurdan kovulan lanetlenen şeytanın şerrinden, hasetinden, kininden muhafaza buyursun

Amin ecmain inşallah…"

İlahiyatçı yazar ✍️ Hüseyin DENİZ