Eski yaşamlar, kırık dökük pencerelere naylon torba germeler, ışık yerine gaz lambası kullanmalar… Ve daha birçok güzellik!
Güzellik diyorum, çünki; her dönemin ayrı bir güzelliği olduğunu savunanlardanım. Bir tabaktan aş yemenin zevkini ayrı tabaklar, ayrı bıçaklar, kaşıklar ve adını bilmediğim birçok ayrı gayrı eşyalar verebilir mi? Bu batı özentiliği bizi bizden alıp götürdü.
Bir tabaktan yemeği özleyenlerdenim.
Babaannemin anlattığı masallarla uyumak istiyorum. Sabah horoz sesiyle uyanmak, kahvaltıda köy peyniri yemek ve bir bardak süt içmek istiyorum. Hem de en tazesinden. Kelebek kovalamak istiyorum. Yeniden. Çocukça ve masumca… Kimsenin gülüp dalga geçemeyeceği bir kent istiyorum. Giyeceğim basma eteğimle kimse beni yadırgamamalı. Bizim özümüz bu. Peştamal bağlayıp, başıma çemberi çekebilmeliyim rahatça.
Kültürse kültür. Okumaksa okumak. Kim demiş bunlarla okunmaz ya da insan kendini geliştiremez diye. Asıl gelişim budur. Özünü kaybetmeden gelişmek. Benim annem inek otlatırken ders çalışıp ehliyet alan kadın. Gurur duyuyorum. Şimdi kim yapar bunu?
Bugünlerde bırakın ineği hayvan dediğinde dudak büken onlarca insan tanıyorum. Kokarmış. Hani hayvan severdiniz? Hani yeşili sev, doğayı koru, hayvanları sevdi amaç? Nerede kaldı şimdi?
Hepsi sözde! Her şey sözde kalmış. Anladım. Büyüdükçe anladım. Ben bir daha o tek tabaktan yemek yemenin zevkini bugünlerde yaşayamayacağım. Kelebek kovalayınca kocaman kızın yaptığına bak diyecekler.
Desinler…
En azından kendim olmaktan mutlu ve gururluyum. Özenti değilim. Gayet has bir Türkçe ile konuşup pardon demeyip özür dilemeyi unutmuyorum.
Peştamalı bağlayıp başıma çember çekebiliyorum. Bu da bir gün moda olacak biliyorum. En az puşi kadar…
Batıya da gittim, doğudan insanlar da tanıdım. Bir taraf bende eksiklik ararken, diğer taraf eksiği tamamlardı.
İnsan yaşadıkça, öğrendikçe, öğrendiklerini paylaştıkça insan değerini kazanır bana göre. Bu günlerde biz insanlar; dudak büzmeler, beğenmemeler, tabiri caizse kıroluk ve hödüklükler ile geri kalmışlık arasında yakıştırmalar ile yaşıyoruz. Biz gerçekten bu kadar sığ mıyız? İki parça çaput mu bizi kültürlü yapacak allasen…
Lafı fazla dolandırmaya gerek yok. Demem o ki eskiden olsaydı kimse sizi yadırgamazdı. Şimdi bir özenticilik uğruna yerden yere vurulabiliyorsunuz. Ne için? Keyif mi alıyorlar bundan? Ya da kendilerini üstün mü göstermiş oldular.
Hayır! Asla böylede olmayacak. Kendilerini küçük düşürüyorlar özlerini kaybederek. Şimdi size sorarım ey ahali nereye gidiyor bu insanlık? Tutabilecek olan var mı?