Güzellik kafa karıştırıcı bir şeydir çünkü bazı insanlar bir objeyi aşırı güzel bulurken bazıları bulmaz. Çoğu zaman bir kişinin güzellik göremediği yerde bir diğeri görebilir. “Estetik zeka” derken bunu kastediyoruz. O, başkalarının hiçbir şey görmediği yerdeki güzelliği görebilmektir.

Estetik zeka, estetik algının seviyesini tanımlayan üç esas ögeden oluşur. Temelde bunlar estetik çeşitlilik, deneyimin derinliği ve güzelliği entegre edebilme becerisi olarak sıralanabilir. Bu üç değişken, her birimizin içinde, farklı şekillerde ve farklı seviyelerde yer alır.

Estetik çeşitlilik

Estetik çeşitliliğe sahip olanlar daha fazla durumda güzelliği deneyimleyebilirler. Örneğin müziğin güzel olmadığını düşünen insanlar vardır. Ancak şiirleri, filmleri, mimariyi, ev dekorasyonunu veya çatıya düşen yağmur damlalarının sesini güzel buluyor olabilirler.

Bu kişiler günlük yaşantıdaki binlerce basit durumda bulunan güzelliği algılayabilirler. Güzelliği bu şekilde algılayabilmek herkesin yapabildiği bir şey değildir.

Deneyimin derinliği

Ayrıca güzellik algısı da kişiden kişiye değişir. Güzelliği deneyimlemek onu tanıyabilen kişiye incelikle “dokunabilir” ama çok da etkilemez. Bu kişiler onu “harici” bir faktör olarak deneyimlerler ve bu deneyim onları önemli ölçüde etkilemez.

Yine de güzelliğin içinize işlediği zamanlar vardır. Sizi ele geçirir ve çok yoğun oldukları için açıklaması zor olacak duygularla doldurur. Onun size kendinizi nasıl hissettirdiğini açıklayamayabilirsiniz. Bu oldukça yoğun bir mutluluk hissidir.

Güzelliği entegre etme yeteneği

Algılanan güzelliği entegre etme yeteneği neden bazı güzelliklerin insana “dokunurken” bazılarının onu “değiştirdiğini” açıklar. Güzelliği entegre etmek yalnızca kişiye dokunup geçmekle kalmaz aynı zamanda onu dönüştürür. Bir başka deyişle düşünce kalıplarınızı değiştirir.