Son zamanlarda sıkça duyduğumuz, genelde arkasına saklandığımız irade eksikliği gerçekten var mı yoksa bu sadece bir bahane mi?
Spor yapmaya karar verdiğimiz sabahlarda yataktan kalkmak yerine çoğunlukla beş dakika daha uyumayı seçeriz. Ya da kilo vermek istediğimiz her pazartesi yenen sağlıklı bir öğün sonrası tatlıyı tercih edebiliyoruz. İşte bu gibi durumlarda genellikle iradem yok diyerek kendimizi ve durumları geçiştiriyoruz.
Oysa işin aslı irade değil önceliklerimiz. Spor yapmak yerine uyumayı, sağlıklı beslenmek yerine lezzetli yemek yemeyi biz, kendimiz tercih ediyoruz. Bu durum sadece iradenin zayıflığı ile ilgili değil, isteklerimizin çelişmesi ile de alakalı.
Bir küçük adım meselesi
İrade, kullanmadığımız zamanlarda körelen bir alet gibidir. Ne kadar kullanırsak o kadar güçlenir, o kadar işe yarar hale gelir. İradeyi kullanmaya ise ufak adımlarla başlamak yararlı olacaktır. Sabahları yarım saat spor yerine 5 dakika esnemek, yemek sonrası tatlıyı tamamen kesmek yerine ufak şeyler tatmak iradenin temellerini atacaktır. Her küçük başarı irade kasımızı güçlendirerek daha büyük hedeflere ulaşmamızı sağlayacaktır.
Sorun sende değil bende!
Tabi bunların yerine iradem yok, yapamıyorum, olmuyor gibi olumsuz cümlelerden uzak durmak da önemli. Bunların yerine kendimize karşı dürüst olarak minik adımlarla ilerlememiz gerektiğini de hatırlamalıyız. Her zaman değişime açık olmak ve kendimizi geliştirmek için çaba göstermek bizim elimizde.
Asıl sorunumuz irade eksikliği değil, önceliklerin belirsizliği ve değişimden korkmaktır. İradeyi güçlendirmek, kendimize olan inancımızı artırmak ve hedeflerimize ulaşmak bizim seçimimiz.
Unutmayın, irade bir bahane değil, yapılması gereken bir seçimdir.