"Evet Sayın Bakan bizim bakanımız, hükümetimizin bir üyesidir. Sayın Bakan'ın bu üslubunun ve yaklaşımının hükümete ait bir üslup, partiye ait bir üslup olduğu kanaatinde de değilim açıkçası."
Bu sözler AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'e ait ve  İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in dün bir TV kanalında Uludere'de ölenlerle ilgili söylediği sözleri eleştirmek için söylenmiş bir söz.
AKP'nin ve tabiî ki hepimizin de İç İşleri Bakanı olan Sayın İdris Naim Şahin özetle Uludere'de ölenler için PKK'nın figüranı nitelemesini yapmıştı.Ama AKP'nin ve dolayısı ile hepimizin de Bakanı olan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Sayın Hüseyin Çelik ise bu sözlere karşı hayır bu hükümetimizin ve partimizin üslubu değildir savunmasını yapıyor.
Şimdi ben de Türkiye Cumhuriyetinin ve bu bakanlarımın bakanlık koltuğunda oturduğu ülkenin bir bireyi olarak soruyorum:
"1 -Sayın Bakanlarım hanginizin söylediğine itibar edeceğiz?
  2-Kamuoyunda beğenilmeyen açıklamalarınıza sahip çıkmamak bu açıklamaların yapılmış olduğu gerçeğini değiştirir mi?
 3- Bakan Hükümetin üyesi ise o Bakanın açıklamaları işinize geldiği zaman Hükümetin ve partinizin görüşü oluyor da işinize gelmediği zaman neden olmuyor?Bu sizce ne kadar inandırıcı ve etik bir durumdur?
Bu soruları isterim ki Hükümete oy veren vermeyen herkes kendince sorsun,sorgulasın.Canım öyle bir dünya var mı,böyle bir hükümet etme anlayışı var mı? Oh ne ala işine geldi hop atla üstüne car car alkışla, işine gelmedi çık yok canım bu bizim hükümetimizin ve partimizin görüşü değil de.
Eee hep BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU        YOLLARDA dinleyecek değiliz ya biraz da; 
"Olmasa mektubun yazdıkların olmasa 
kim inanır senle ayrıldığımıza 
sanma unutulur kalp ağrısı zamanla 
her şeyi unutarak yaşanır sanma 
neydi bir arada tutan şey ikimizi 
birleştiren neydi ellerimizi 
bırak bana anlatma imkansız sevgimizi 
sevmek birçok şeyi göze almaktır 
olmasa mektubun yazdıkların olmasa 
kim inanır senle ayrıldığımıza 
baksana geçmişe ne çok anıyla yüklü 
nerde o taverna nerde sinema 
harcanmış zamanlar yeniden yaşanmaz ki 
geç kaldıktan sonra arama boşa"
Türküsünü dinleme zamanı sanırım.
Sahi Sayın Çelik size mi inanalım yoksa Sayın Şahin'e mi

"Evet Sayın Bakan bizim bakanımız, hükümetimizin bir üyesidir. Sayın Bakan'ın bu üslubunun ve yaklaşımının hükümete ait bir üslup, partiye ait bir üslup olduğu kanaatinde de değilim açıkçası."Bu sözler AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'e ait ve  İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in dün bir TV kanalında Uludere'de ölenlerle ilgili söylediği sözleri eleştirmek için söylenmiş bir söz.AKP'nin ve tabiî ki hepimizin de İç İşleri Bakanı olan Sayın İdris Naim Şahin özetle Uludere'de ölenler için PKK'nın figüranı nitelemesini yapmıştı.Ama AKP'nin ve dolayısı ile hepimizin de Bakanı olan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Sayın Hüseyin Çelik ise bu sözlere karşı hayır bu hükümetimizin ve partimizin üslubu değildir savunmasını yapıyor.
Şimdi ben de Türkiye Cumhuriyetinin ve bu bakanlarımın bakanlık koltuğunda oturduğu ülkenin bir bireyi olarak soruyorum:

"1 -Sayın Bakanlarım hanginizin söylediğine itibar edeceğiz? 

2-Kamuoyunda beğenilmeyen açıklamalarınıza sahip çıkmamak bu açıklamaların yapılmış olduğu gerçeğini değiştirir mi? 

3- Bakan Hükümetin üyesi ise o Bakanın açıklamaları işinize geldiği zaman Hükümetin ve partinizin görüşü oluyor da işinize gelmediği zaman neden olmuyor?Bu sizce ne kadar inandırıcı ve etik bir durumdur?

Bu soruları isterim ki Hükümete oy veren vermeyen herkes kendince sorsun,sorgulasın.Canım öyle bir dünya var mı,böyle bir hükümet etme anlayışı var mı? Oh ne ala işine geldi hop atla üstüne car car alkışla, işine gelmedi çık yok canım bu bizim hükümetimizin ve partimizin görüşü değil de.
Eee hep BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU
YOLLARDA dinleyecek değiliz ya biraz da; 

 "Olmasa mektubun yazdıkların olmasa 

 kim inanır senle ayrıldığımıza 

sanma unutulur kalp ağrısı zamanla 

her şeyi unutarak yaşanır sanma  

neydi bir arada tutan şey ikimizi 

birleştiren neydi ellerimizi 

bırak bana anlatma imkansız sevgimizi 

sevmek birçok şeyi göze almaktır 

 olmasa mektubun yazdıkların olmasa 

kim inanır senle ayrıldığımıza 

 baksana geçmişe ne çok anıyla yüklü 

nerde o taverna nerde sinema harcanmış zamanlar

yeniden yaşanmaz ki geç kaldıktan sonra

arama boşa"Türküsünü dinleme zamanı sanırım.

Sahi Sayın Çelik size mi inanalım yoksa Sayın Şahin'e mi?