Silah ve cephane üretimi yaparak Kurtuluş Savaşı'na önemli katkılar sağlayan bir kahramanın hikayesi, Türkiye’nin meşhur sobalarını üreten bir adamın öyküsüne nasıl dönüştü?

1885 yılında Bulgaristan'ın Varna şehrinde doğan Şakir Zümre, adını ilk kez I. Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan'da kalan Türk azınlığın önde gelen isimlerinden biri olarak duyurdu. Dönemin milletvekili olarak Bulgar Parlamentosu’nda da yer alan Zümre, Bulgaristan’da imal edilen silahları gizli bir şekilde Türkiye’ye yollayarak Kurtuluş Savaşı’na destek oluyordu. Atatürk’ün isteği ve ricası ile İstanbul’a gelen, ardından TBMM tarafından madalya ile ödüllendirilen Zümre, 1925 yılına gelindiğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk özel sektör savunma sanayi fabrikası olan Türk Sanayi Harbiye ve Madeniye Fabrikası’nı Haliç’te kurdu.

Tarih yeniden yazılıyor

Mareşal Fevzi Çakmak’ın da yakın akrabası olan Şakir Zümre, kurduğu fabrika ile Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk cephane gereksinimlerini ve ilk Türk denizaltı bombalarını üretti. El bombası, aydınlatma fişekleri, mayın, su bombası ve 100 kilodan 1000 kiloya kadar uçak bombasının üretildiği fabrika, Türk Hava Kuvvetleri'nin gücüne güç kattı. Bu başarısı onu 1937'de Yunanistan'a 1,5 milyon liralık ihracat yapmaya kadar da taşıdı.

Silah ve cephane üretimi yaparak Kurtuluş Savaşı'na önemli katkılar sağlayan fabrika daha sonraları soba, elektrikli ütü, zirai aletler gibi ürünler üretmeye başladı. Peki, bu nasıl gerçekleşti?

Amerika’nın gölgesindeki başarı

Sümerbank ve Merinos fabrikasını kuran Nuri Demirağ, Türkiye'nin ilk yerli uçağını üreten Vecihi Hürkuş ve ilk modern silah fabrikasını kuran Nuri Killigil’in ardından bu kez Şakir Zümre’nin yollarına taş kondu. Türkiye’nin de aldığı, Avrupa'nın enkaz haline gelmiş ekonomisini yeniden canlandırmak amacıyla uygulanan, Amerikan tarihinde yapılmış en büyük ekonomik yardımı olan Marshall Yardımı, Amerika’nın Şakir Zümre’yi engellemesinin önünü açtı.

İki bin kişinin istihdam edildiği ve sanayi alanında atılımların yapıldığı fabrikanın kapatılması kararı ile Şakir Zümre, Bulgaristan’a dönmek yerine Türkiye’de kalarak soba üretmeye başladı. Sobaları popüler olan ve yok satan Zümre, el emeğiyle kurduğu yerli ve milli bomba fabrikasının soba fabrikasına dönüştürülmesini 29 Ekim kutlamalarında protesto ederek mutlu olmadığını herkese duyurmuş oldu.

Kahraman bir sanayici

Tüm bu yaşananların ardından 1948 Türkiye İktisat Kongresi'ne katılan Şakir Zümre, 1950 seçimlerinde İstanbul’dan CHP milletvekili seçiminde aday olmasına rağmen seçimi kazanamadı; sonraki yıllarda ise siyasetten uzak durdu. 16 Haziran 1966 tarihinde İstanbul'da vefat eden Zümre’nin naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı'nda yer alıyor.

Sanayileşmeye ve kalkınmaya öncülük eden bir girişimci olarak kabul edilen Şakir Zümre; 93 Harbi’nde Rus işgaline karşı Erzurum'u savunan Nene Hatun gibi, Çanakkale muharebeleri sırasında 276 kiloluk top mermisini kaldıran Seyit Onbaşı gibi, sırtında çocuğunu ve cephaneye taşıdığı mermileri korumak uğruna donarak ölen Şerife Bacı gibi bir kahraman.