Hayatınızda her şeyin ya da birçok şeyin yolunda gittiği, mutlu ve sakin hissettiğiniz zamanlarda kafanızın içinde yaşayan bir küçük ses size bunun gerçek olmak için fazla iyi olduğunu söyleyebilir. Tam huzurlu ve tatmin olmuş hissetmeye başladığınız anda bu ses sizi mutsuz etmek için çabalar sanki. Zihninize oyunlar oynayan, sizi tedirgin eden bu sesin bir adı var: Mutluluk kaygısı

Mutluluk kaygısı, diğer adıyla çerofobi, mutluluktan veya mutluluk uyandıran deneyimlerden kaçınma durumudur. Bu durum genelde, mutluluğun geçici olduğuna veya mutluluğun ardından üzüntünün geleceğine dair inançlardan kaynaklanır.

Acı tatlı anılar

Olumlu bir olay veya duygu yaşamış olsanız bile hemen endişelenmeye başlar, anın tadını çıkarmak yerine o küçük sese geri dönersiniz; mutluluğun uzun sürmeyeceğini sanarak çoktan mutsuzluğa alıştırırsınız kendinizi. Mutluluğa fazla bağlanmamak ya da gelecekte hayal kırıklığına uğramamak için olabilecek en kötü kötü senaryoları düşünüp bu sessiz ve sakin kaygıyı yaratırsınız.

Sevdiğiniz birinin ölümü, yaşadığınız bir hastalık veya travmatik bir kaza bu kaygının oluşmasını tetikleyebilir, mutluluğun geçici olduğuna ve her zaman üzüntüyle sonuçlanacağına dair inançlarınız mutsuzluk kaygısını doğurabilir. Geçmişte yaşadığınız başarısızlıklar veya reddedilme deneyimleriniz de tekrar mutlu olmaktan korkmanıza neden olabilir. Her yaş döneminde yaşayabileceğiniz duygusal ihmal veya istismarlar da sevgiyi ve mutluluğu hak etmediğinize inanmanıza neden olabilir.

Kendini şefkatle kucaklamak

Kaygı ve mutluluk birbirinden tamamen uzaklaşmasa da biraz rahatlayıp hayatın tadını çıkarmanız imkânsız değil. Bunun için öncelikle halının altına süpürdüğünüz düşüncelerinizi gün yüzüne çıkarmalısınız. Size kaygı yaratan asıl şeyin ne olduğunu en iyi siz biliyorsunuz! Mutlu olduğunuzda ortaya çıkan olumsuz düşünceleri fark edin ve bunları sorgulayın. Bu düşüncelerin gerçekçi ve mantıklı olup olmadığını tekrar değerlendirin.

Her gün minnettar olduğunuz şeyleri yazmak veya düşünmek, bakış açınızı değiştirmenize ve mutluluğa odaklanmanıza yardımcı olabilir. Bunu yaparken de kendinize karşı nazik ve anlayışlı olun. Geçmişteki hatalarınız için kendinizi affetmek size iyi gelecektir.

Şimdiki anın zenginliği

Mükemmel olmaya çalışmak da mutluluk kaygınızı besleyebilir, kusursuz değiliz. Güçlü ve zayıf yönlerinizle birlikte kendinizi olduğu gibi kabul edin. Kendinize karşı duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı açıkça ifade edin. Hiçbir duyguyu bastırmayın veya gizlemeyin, dürüstlük iyileştiricidir.

Duygusal dünyanızda dengeyi bulmak, anın tadını doyasıya çıkarmak zaman ve sabır gerektirir, ancak mümkündür. Zihniniz oradan oraya zıpladığında, onu şimdiki ana ve gerçekte ne olduğunu bildiğiniz şeye geri getirin. Ve eğer mutluluk kaygısının hayattan zevk almanızı ve işleri zorlaştırdığını düşündüğünüz an, Romalı yazar Horatius’un şu sözünü anımsayın: "Anı yaşa, yarın da gelip geçecek; dün olacak.”