Müslümanlar neden birliktelik yaşayamıyorlar birleşemiyorlar.

Müslümanların artık bir olması şart ve zamanıda çoktan gelip geçmiştir.Bu birliktelik ve birleşme mutlaka olması gerekiyor.

Evet; İslam tevhid dini olduğu için müslümanların Hakk çizgisinde,Hakk yolda kesinlikle birlikte, beraber ve bir olmaları gerekiyor. Eğer müminler isek böyle! Bunu Kur’an’ı Kerim Âli-imram 103’den öğreniyoruz:

“Ey mü’minler! Hepiniz birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin.

Allah’ın size olan şu nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşmandınız; derken Allah kalplerinizi kaynaştırdı da O’nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Ateşten bir çukurun tam kenarında idiniz, fakat Allah sizi oraya düşmekten kurtardı. Doğru yolu bulasınız diye, Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor.

 Allah kullarını birlik ve beraberlik içinde olmalarını,kardeş olmalarını ayrılığa ve tefrikaya düşerek paramparça olmamalarını hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalarını noktasında bizleri uyarmaktadır.

Peki, bu kalpleri birleştirme nedir? Nasıldır? Nasıl olmalıdır? İşte bunu tefekkür edeceğiz. Ayette Allah müminlerin kalplerini birleştirdi dediği halde kalplerimiz bir değilse, o zaman nasıl bir müminiz acaba? (yani iman nerede?). Hani Nasreddin Hoca eve getirdiği iki okka eti kedinin yediği söylenince, kediyi tartıp da iki okka geldiğini görünce diyor ya, “Kedi buysa et nerede, bu tarttığım etse kedi nerede?” diye, işte onun gibi bir şey. Belki de tam da bu durumu anlatan şu ayetlere bakarak, konuyu biraz daha anlayabilmemiz mümkündür.

Ayetten de anlıyoruz ki birleşmek için, bir olmak için, Müslüman olmak yeterli değildir. Mümin olmak gerekmektedir, çünkü Allah’ın buyruğudur,”müminler kardeştirler.

Bu kardeşliğin her ne olursa olsun bahane aramaksızın sürdürülmesi gerekirken, ne yazık ki,bu zamana kadar mümkün olmamıştır.

Dünyadaki manzaraya baktığımız zaman kafirler tek millet olmuşlar ancak müslümanlar dünyanın gözleri önünde kardeş kavgasına tutulmuşlar hep birbiriyle kavga eder hale gelmiş veya siyonistler tarafından bu hale getirilmişlerdir.

Cenabı hak maide suresi 51’de bu konuda bizi uyarmaktadır: Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.

Müslüman bir kimse zalim olamaz zulmetmez,zulmedenede asla destek olamaz ve olmamalıdır. bugün Filistin’de akan kan müslüman kardeşlerimizin kanıdır.

Bu kanın akmasına, bu insanların bombalanmasına, her bir can’ın bombalar tarafından hava paramparça olmasına, evlerin ocakların başlarına yıkılmasına oradaki müslimin kardeşinin  aç

susuz ve sefil kalmasını sebep olan her kim var ve destek oluyorsa o zalimin ta kendisidir.

Allahın laneti zalimlerin,kâfirlerin üzerine olsun.

İsmail Haniye’nin İran’da  kahpece şehit edilmesi olayı meşhur bir hikayeyi aklıma getiriyor: “SARI ÖKÜZ meselesi vardıya aklıma da gelmiyor değildir.

Hamas’ın lideri İsmail Haniyenin öldürülmesi durumu İslam’ın ilk yıllarında  en büyük komutan ve neferi olan Yahudi ve Hristiyanları hezimete uğratan Hz. KA-KA’ya çok benzemektedir.

Hz KA-KA’nın komutasında İslam ordusu onun sayesinde zaferler kazanmıştır,

Ne yazık ki; Müşrikler onun ismini

çocukların pisliğine koydular. yani “KA-KA olaraktan!

Bakalım şehit İsmail Haniye‘ ismini nerede kullanacaklar merak ediyorum.

Kardeşlerim; “Gelin canlar bir olalım”

Kardeş olalım, birlik ve beraberlik içinde olalım bir vücut gibi olalım bölünüp parçalanmayalım.

Günümüzde, müslümanların normal zamanlarda, normal hayat akışında aralarında kin, nefret, göz dikme, hasetlik gibi duyguların hiç olmadığı, birilerinin dedikodusunu yapmadıkları, fesatlık düşünmedikleri, nankörlük yapmadıkları, tuzak kurmadıkları, arkadan iş çevirmedikleri, ihanet etmedikleri; canlarına, mallarına, namuslarına kastetmedikleri bir müslüman bir toplum var mı diye düşündüğümüzde bunun cevabı “hayır” ise, demek ki Müslümanlar olarak biz henüz birleşebilmiş değiliz!