İslam'da, kanun koyma yetkisi sadece Allah'a aittir. Allah'a ait olan yasa, ve kanun koyma yetkisini ne tümüyle nede kısmen, hiçbir yaratılmışa, meclislere, parlamentolara, meliklere, yâda krallara asla devredilmez.
Kur’an-ı Kerim ‘ in ifadesi aynen şöyledir; ”Yoksa onlar, câhiliye kanununu mu istiyorlar? İyi anlayanlar için Allah'tan daha iyi kanun koyucu olabilir mi?
Miras paylaşımı ayette şu şekilde geçiyor: Allah'ın “Anne-baba ve akrabaların geride bırakmış oldukları her şey için mirasçılar yaptık. Yeminleşerek mirasçı yaptıklarınızın paylarını verin.” (en-Nisâ, 4/33) ayetiyle onaylanmıştır
Biliriz ki, "Ölüm hak, miras helal" gibi bir deyiş sözlüğümüzde yer almaktadır.
Kız çocuklarını mirastan mahrum bırakmak, İslam öncesi Cahiliye dönemiyle özdeşleşmiş büyük bir haksızlıktı. O dönemde miras yalnızca erkeklere verilirken, kızlar bu haktan tamamen mahrum bırakılıyordu. Cahiliye toplumunda miras, yalnızca savaşabilen ve güç sahibi erkeklere ait görülüyordu. Ancak İslam, bu adaletsizliği kesin bir şekilde reddetmiş ve miras paylaşımına dair adil hükümler getirmiştir.
Kur'an-ı Kerim, her mirasçının hakkını açıkça belirlemiş ve kızların da mirasta pay sahibi olduğunu vurgulamıştır. Nisa Suresi'nin 11. ayetinde, kız çocuklarına mirastan verilmesi gereken paylarla ilgili şu hükümler yer alır: Eğer kız, erkek kardeşleriyle birlikte mirasçıysa, erkek kardeşinin aldığı payın yarısını alır. Erkek kardeşi yoksa ve kız tek başına mirasçıysa, mirasın yarısı ona aittir. Birden fazla kız olduğunda ise mirasın üçte ikisi, kızlar arasında eşit olarak paylaştırılır.
Kızların miras hakkını vermemek büyük bir zulümdür. Aynı şekilde, kızların erkeklerle eşit miktarda miras alması gerektiği düşüncesi de İslam’a aykırıdır. Çünkü İslam, her bireye hakkını vermeyi ve adaleti sağlamayı amaçlar. Kızların miras hakkını doğru bir şekilde teslim etmek, her Müslüman’ın sorumluluğudur ve bu, İslam’ın adalet anlayışının bir gereğidir.
Sonuç olarak, İslam adaletli bir miras paylaşımını emreder. Kızların miras hakkı, İslam’ın adalet anlayışının temel bir parçasıdır. Gerçek bir Müslüman, Cahiliye adetlerinden ve adaletsiz uygulamalardan uzak durmalıdır. Allah’ın koyduğu hükümlere uygun hareket etmeli ve kız çocuklarının ya da kız kardeşlerinin miras hakkını, Allah’ın emrettiği şekilde vermelidir; bu, farz bir görevdir.
Peygamber Efendimizin öğretilerine göre, kızlarının veya kız kardeşlerinin miras hakkını vermeyenler hâlâ Cahiliye kalıntılarını taşımaktadır (Buhârî, İman 22). Ayrıca, o miras kıyamet günü yedi kat hâlinde boynuna dolanacaktır (Buhârî, Mezâlim 13; Müslim, Müsâkat 140).
Süleyman Demirel’in bir sözüdür.
“Yenilmiş kul hakkını ne tekke öder nede Mekke temizler.
“Kul hakkı çok önemlidir. Kişi şehitte olsa, Kul hakkı ödenmedikçe Cennet’e giremez.
Mizan’a kul hakkıyla gitmeyiniz.
Araştırmacı ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ