Zihinsel sağlık, günümüzde hala toplumda en çok göz ardı edilen sağlık sorunlarından biri olmaya devam ediyor.
Fiziksel bir rahatsızlık, örneğin kalp ağrısı, çoğu insan için doğal bir şekilde kardiyolojiye başvuru yapmayı gerektirirken; ruhsal bir problem söz konusu olduğunda, kişilerin terapi veya psikiyatri hizmetlerine yönelmesi, neredeyse “garip” veya “zayıflık” olarak görülüyor. Peki, neden ruh sağlığı hâlâ bu kadar tabu bir konu?
Zihinsel sağlık; bireyin düşünsel, duygusal ve psikolojik durumunu kapsar. Kişinin stresle başa çıkabilme kapasitesi, duygusal dengeyi sürdürebilme yeteneği, toplumsal ilişkilerde sağlıklı bağlar kurabilmesi gibi faktörler, zihinsel sağlığın birer göstergesidir. Bir insanın sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi sadece fiziksel sağlıkla değil, zihinsel sağlıkla da doğrudan ilişkilidir.
Bir kültür meselesi
Zihinsel sağlığın tabulaşmasının birkaç temel nedeni bulunuyor. İlk olarak, toplumumuzda başarı ve güç, genellikle fiziksel dayanıklılıkla ilişkilendirilir. Kişinin ruhsal sağlığına dikkat etmesi ise bazen zayıflık veya “yetersizlik” olarak algılanır. Ayrıca, eski inançlar ve kültürel faktörler, bu tür konuların konuşulmasını engeller. “İnsan yalnızca güçlü olmalı” düşüncesi, bireylerin içsel sorunlarını dışarıya yansıtmaktan çekinmelerine neden olur.
Zihinsel sağlık sorunları, fiziksel hastalıklar gibi ciddi ve tedavi edilebilir durumlardır. Depresyon, anksiyete, stres bozuklukları gibi rahatsızlıklar, bir kişinin günlük yaşamını zorlaştırabilir ve uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, zihinsel sağlık alanında erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Fakat ne yazık ki pek çok kişi bir terapi seansına gitmeyi, psikiyatrik yardım almayı bir tür zayıflık olarak görür ve bu durum, tedavi sürecinin başlamasını engeller.
Eğitim şart!
Son yıllarda, zihinsel sağlık konusundaki farkındalık giderek artıyor. Sosyal medya, bloglar ve çevrimiçi platformlar, kişisel deneyimlerin paylaşıldığı ve bu konunun daha fazla gündeme getirildiği alanlar haline geldi. Ancak hâlâ toplumun büyük bir kesimi bu konuda yeterli bilgiye sahip değil. Okullarda ve iş yerlerinde zihinsel sağlık eğitiminin daha fazla yer alması, bu tabuların kırılmasına yardımcı olabilir.
Zihinsel sağlık, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir faktördür. Ruhsal iyilik hali, sağlıklı bir bedenin de temelidir. Ruhsal sağlığı ciddiye almak, fiziksel sağlık kadar önemlidir ve bu konuda farkındalık yaratmak, toplumsal bir sorumluluktur. İnsanların, zihinsel sağlık sorunları için psikolojik destek almanın normal ve sağlıklı bir şey olduğunu kabul etmesi, daha sağlıklı ve mutlu bir toplum için ilk adım olacaktır.