Amerika Birleşik Devletlerinin uluslararası siyaseti, KONTROLLÜ KARGAŞAYA dayanır. Kontrollü kargaşa siyaseti “Uluslararsı hiç bir sorunu çözmeyecek” şekilde uygulanır.
Konrollü kargaşa olduğu zaman;
1. Amerika silah satıyor ve para kazanıyor.
2. Riskler artıyor ve doların rezerv para olarak tutulma ihtiyacı artıyor. Kağıt para dolara talep yükseliyor. Dolar değer kazanıyor.
Başkan Trump iş adamı. Her şeyi para ile ölçüyor. Fıratın doğusundaki askerlere para harcıyor, PKK/PYD militanlarına maaş ödüyor. Masraf yapıyor. Gelir yok. “Boş yere neden masraf yapayım” diyerek, askerlerini çekmek istiyor. İlk başkanlığı sırasında 5000 asker çekmiş. Şimdi “kalan 900 askeri çekeceğini” söylüyor.
Amerika asker çeker ise SURİYEDE KARGAŞA BİTER. Kargaşanın bitmesi, Amerikan dış siyaseti ile bağdaşmıyor. Bu kuralı, Pentagon sürekli canlı tutyor. Ve Başkanlara hatırlatıyor.
Şu anda Fıratın doğusunda Amerikan askerleri var. Hava sahasını kontrol ediyor. Hava sahasındaki kontrol elimizi-kolumuzu bağlıyor.
Ne yapılablir sorusuna cevap ?
1. Uzaktan SİHALAR ile nokta atışı yapılarak, teröristler imha edilir.
Bu uygulama başarılı şekilde devam ediyor. Teröristler korkudan yer altına tüneller yapmışlar. Saklanıyorlar. Dışarı çıktıklarında yanlarına kadın ve çocukları koruma kalkanı olarak kullanıyorlar. Uygulama başarılı olsa da kısa vadede çözüm getirmez.
2. Amerika ikna edilebilir.
Uluslararası hukuka gerekçe olarak Amerika, IŞID teröristlerini kullanıyor. Fıratın doğusunda, binden fazla IŞID teröristleri hapishanelerde yatıyor. Amerika, uluslararası topluma “PYD/PKK ile İŞID hapishanelerini kontrol ediyoruz” diye mesaj veriyor. “Eğer, İŞİD serbest kalır ise başınız belaya girer” diye BATIYI korkutuyor.
Türkiye “IŞIDİ ben kontrolde tutarım” teklifine, Amerikan yetkililerinin sesi çıkmadı. Çıkmaz, çünkü amaç İŞİDİ kontrolde tutmak değil. Amaç, İŞİD varlığını hukuki gerekçe olarak kullanıp, Suriyede kalmak ve “kontrollü kargaşa” yaratmak.
İşimiz zor görünüyor.