Vefa: İnsanlığın Unutulan Hazinesi
Vefa… İnsan yüreğinin en derin köşelerinde yankılanan, unutulmaya yüz tutmuş bir kavram.
Vefa;İnsan ilişkilerinin temel taşlarından biridir, aynı zamanda insanı insan yapan en ünlü hasretlerden birisi vefa duygusuna sahip olmaktır
Vefa, en özlü tanımıyla "yapılan iyilikleri unutmama, iyilik yapana daha güzeliyle karşılık verme" halidir. Zıddı ise “nankörlüktür.
Hayatın hızla aktığı, çıkarların ilişkileri şekillendirdiği günümüzde, vefa kelimesi sanki eski bir şarkının nağmesi gibi kulağımıza çalınıyor. Oysa vefa, insanı insan yapan, toplumu bir arada tutan en kıymetli bağlardan biridir.
Vefa Nedir?
Vefa, bir minnettarlık duygusu, bir sadakattir. İyiliği unutmamak, zor günde elini uzatana sırt çevirmemektir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatı, vefanın en güzel örnekleriyle doludur. O, her zaman kendisine iyilik yapanları hatırlamış, küçücük bir fedakârlığı dahi asla unutmamıştır. Hz. Hatice validemizi yıllar sonra dahi hayırla yâd etmesi, dostlarına gösterdiği sadakat, vefa anlayışının en güzel yansımalarıdır.
Vefa, sadece insanlar arasında bir bağ değildir; aynı zamanda Allah’a olan sadakatimizdir. İman ettiğimiz değerleri korumak, Rabbimizin emir ve yasaklarına riayet etmek de vefanın bir göstergesidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Ahde vefa gösterin; çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsra, 34)
Modern Dünyada Vefa
Ne yazık ki günümüz dünyasında vefa, eski önemini yitirmiş gibi görünüyor. Teknoloji çağında insan ilişkileri yüzeyselleşti, duygular hızla tüketilir oldu. Bir iyiliği hatırlamak yerine, menfaatler doğrultusunda yeni bağlar kurmayı tercih ediyoruz. Oysa unutmamalıyız ki, vefa sadece bir erdem değil, aynı zamanda insanlığın ayakta kalabilmesi için bir zorunluluktur.
Bugün çevremize baktığımızda vefasızlığın acı örneklerini sıkça görüyoruz. Anne-babasını huzurevine bırakıp bir daha ziyaret etmeyen evlatlar, eski dostlarını menfaat uğruna arkasında bırakan insanlar, vefa kelimesini hafızamızdan silmeye çalışıyor. Ancak bilmeliyiz ki, vefa bir insana değil, bir topluma da huzur getirir.
Vefa ve Toplumsal Barış
Toplumsal huzurun temelinde vefa duygusu yatar. Geçmişe saygı göstermek, bizi bugünlere getiren değerlerimize sahip çıkmak, geleceğimizi de sağlam temeller üzerine inşa etmemizi sağlar. Eğer birbirimize olan sadakatimizi kaybedersek, aramızdaki bağlar da kopar. Birbirimize verdiğimiz sözü tutmak, zor günlerde destek olmak, sadece bireylerin değil, toplumların da ayakta kalmasını sağlar.
Vefayı Nasıl Canlandırabiliriz?
Vefayı yeniden hayatımıza dâhil etmek, aslında çok da zor değil. Bir teşekkür, bir hatırlama, bir küçük jest… Bunların her biri vefayı hatırlamak ve hatırlatmaktır. Büyüklerimizi ziyaret etmek, geçmişimize sahip çıkmak, iyiliğe iyilikle karşılık vermek, küçük adımlar gibi görünse de büyük farklar yaratabilir.
İşte tam da bu yüzden vefa, modern dünyanın en büyük ihtiyaçlarından biri. Çünkü vefa, insan olmanın, bir topluma ait olmanın en temel unsurlarından biridir. Bugün belki unuttuk, belki erteledik, ama içimizde bir yerde vefa hâlâ bizi bekliyor. Yeter ki ona kulak verelim.
Son söz olarak, Mevlana’nın şu güzel nasihatini hatırlamakta fayda var:
“Vefa, dostluk ve sevgi, insanın kendi ruhuna verdiği değerin yansımasıdır.” Bu ülke için kanlarını, canlarını feda etmiş kahramanlarımıza,şehitlerimize, gazilerimize de hatırlamak onlara minnettarlık duymakta vefa olmaktan geçer
Temeli sevgi ve güvene dayanan, nankörlüğünün yaşanmadığı derin dostlukların unutulmadığı bir dünya dileğiyle…
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin Deniz