Olgular ve algılar o kadar iç içe geçmiş durumda ki, olgulara göre mi, algılara göre mi sevinilecek veya kaygılanılacak…
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sakarya’da yaptığı ‘’ sabrettik ve kazandık…’’ sözleri ve iktidar sözcüleri, iktidarın siyaset yapıcılarına göre Türkiye bu ‘’paylaşım savaşı’’nın en büyük kazananı durumunda! Bu tezi savunanların temel paradigmaları ‘’saha da olursan masa da’’ olursun, ‘’saha da olmazsan, masa da menü’’ olursun! Şimdi biz de bugüne kadar sahanın aktif ülkelerinden olduğumuza göre ‘’menü’’ değil ‘’paylaşan’’ durumundayız!
Bunun içindir ki, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın ABD-AB ve Türkiye’nin de terör örgütü saydığı HTŞ lideri Golani’nin şoförlüğünde Şam sokaklarından görüntülerin dünya kamuoyuna, Emevi Camiinden namaz görüntülerinin iç kamuoyuna servis edilmesi…
Ayrıca İç İşleri Bakanı Hakan Fidan’ın katıldığı TV yayınlarında ‘’Rusya ve İran’la konuşarak kansız bir şekilde olmasının yolunu açtık. Türkiye, Rusya ve İran’ı desteklememeye ikna etti. Rejim desteklenseydi, çok kanlı olabilirdi. Ruslar ve İranlılar buna devam etmenin bir anlamı olmadığını gördüler…’’
Yani Hakan Fidan diyor ki ‘’Esed’in gidişinin mimarı biziz’’ biz bu sürecin asli aktörlerindeniz diyerek eğer bu bölgede bir paylaşım olacaksa biz de bu paylaşımda payımıza düşeni alırız!
Alınır mı, ne alınır zaman gösterecek! Umalım erken sevinme şölenleri ülke adına hüzne dönüşmesin!
SURİYELİLER ÜLKELERİNE DÖNER Mİ?
Peki ilk günlerde coşkuya neden olan Suriyeli sığınmacıların geriye dönüşü hangi oranda gerçekleşecek. Gerçekten Suriyeliler ‘akın akın’ dönüyor algısı ne kadar gerçek! İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamasına göre 9-13 Aralık tarihlerinde toplam 7 bin 621 Suriyelinin ülkelerine döndüğünü açıkladı. Milyonlarca Suriyeli sığınmacı olduğu düşünülecek olursa; Suriyeliler gidiyor coşkusu gerçekçi değildir!
Erdoğan’ında ‘gitmek istemeyenlerin başımızın üzerinde yeri var’ dediğine göre, gitmeleri istenmediği için; Suriyelilerin dönüşü hayalden öte bir şey değildir.
Ayrıca Suriyeliler neden dönsünler!
Burada düzenini kurmuş, iyi kötü bir işi varsa, barınma-sağlık-ulaşım-eğitim gibi hizmetlere kolayca ulaşıyor, devletten istediği yardımları alıyorsa; yıkılmış, ne olacağı belirsiz bir yere ülkesi bile olsa niye dönsün ki! Hele bir de ne olacağı belli olmayan, kurulacak rejimin baskıcı şeriat tehlikesi varsa…
Kurulacak Golani rejimi, şeriat yönetim baskısı karşısında Suriye’den Türkiye’ye tekrar göç ihtimali daha yüksektir!