Kan içici vampirlerin, bölücülerin, çocuk katillerinin cezaevlerindeki ve dışarıdaki BDP milletvekillerinin ölüm oruçlarını destekliyorum.
Aslında PKK ve BDP’liler ölüm orucu filan tuttuğu da yok. Buna da inanmayınız. Bugün 66.gününe giren bu eylemlerde ölen var mı, yok. Ölme zafiyeti gösteren var mı, yine yok. Çünkü bunlar çocuk kanlarıyla, şehit asker, polis kanlarıyla besleniyorlar. Bu emperyalist köpekler, kemik yalayıcılar akıttıkları kanlarla beslenmektedirler.
Ölüm orucunu durdurun diyenler sadece rol yapmaktadırlar. Televizyonlar da  Selahattin DEMİRTAŞ diye ortaya çıkan bir bölücü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde cumhurbaşkanlığı yapmış, genel kurmay başkanlığı yapmış Kenan EVREN’ e katil diye bağırabiliyor. Kenan EVREN’ in 1980 yılında yapmış olduğu darbeyi gündemde tutarak halkı kışkırtma eylemi yapabiliyor. Başkanımız dedikleri İmralı canisi, 30 bin Mehmetçik ve polisin katili Abdullah ÖCALAN’ ın posterlerinin asılmasını sağlayabiliyor.
Bunların hedefi başka, bunların amacı başka. Bunlar ergenek ve çıyanlardır. Onlar Türk düşmanlarıdır. Bu ülkede savcı yok mu, hükümet yok mu. Bunlara kim dur diyecek? Bu ülkenin güvenlik güçleri yok mu? Neredesiniz? Yarın tarih sizi af etmeyecek.
Ölün orucu tutuyor efendiler. Yalan bunlar, amaçları dünya devletlerinin ilgisini Türkiye’ye çekmek. Nerde komaya giren, yok. Cezaevlerinde ki adi suçlular ile siyasi suçluların geçmişteki ölüm oruçlarını hep beraber takip etmiştik. Bir süre sonra Tutukluların ya ölüleri çıkıyordu ya da komadaki halleriyle hastaneye yetiştiriliyordu. İnsanın biyokimyası en fazla 15-20 gün açlığa dayanır. Eğer vitamin ilacı, bal, şeker, su verilirse bu 1.5 aya kadar uzayabilir. Peki soruyorum size, bu bölücüler kaçıncı güne girdi, 66.gün. Nerede komada olanlar, nerede bilincini kaybedenler. Demek ki ortada ölüm orucu filan yok.
Neden ölüm orucuna başladıklarını iddia ediyorlar;
Çocuk katili, öğretmen, asker, polis katili Abdullah ÖCALAN’ a özgürlük getirebilmek için. Ya da haklarının iyileştirilmesi için.
Yapma ya!
Devlet bu soruna çözüm bulacak, ölüm oruçları son bulacakmış.
Güneydoğuda 8 yıl görev ifa ettim. Orada ki insanların nasıl yaşadığını iyi bilirim. Kebapları güzeldir, sofraları iyidir, şiş kebabı iyi götürürler. O nedenle BDP vekillerinin mecliste ölürüz filan lafları hikaye.
Bir vatandaş olarak her ne olursa olsun ölümlerin karşısındayım. Ama inanın bu dağ fareleri için tüylerim bile diklenmiyor. Bu hainlere acımak içimden gelmiyor. Siirt’ te düşen helikopterdeki 17 can için 17 Mehmetçik için bu hainlere acımak şerefsizliktir. Bayrağımın gölgesinde bu deyyusların yaşamaya hakkı yoktur.
Sözde barış isteyen uzatan kumandalı BDP milletvekilleri akıllarını başlarına almalıdırlar. Halkı kışkırtmak, vatan hainliği yapmak Kürt halkına hiçbir şey kazandırmaz. Ama şunu da bilsinler ki sabır taşıyor. Meydanlarda “Türk Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir” sloganlarıyla dolaşan barışsever Türkler nihai noktaya gelmiştir.
Deyyustun biri TV lere çıkarak Kürtler, Türkiye’nin zenci kesimidir demiştir. Bu söylev yalandır, tehlikelidir kendi halkını hiçe saymak demektir. Yineliyorum, bu devletin cumhuriyet savcıları bu söylevi yapanları neden sorgulamazlar? Diyarbakır belediyesi binasında belediye binası içerisinde Türk bayrağını sokmayan Osman BAYDEMİR’ i neden yargılayamazlar?
Dünyanın hiçbir bölgesinde kendi vatanına ihanet eden, vefasızlık yapan topluluk yoktur. Bunlar hainlik yaptığı sürece illa da ölüm orucuna yatacağız diyorlarsa, ben bir yurt sever olarak ölüm oruçlarını destekliyorum ve darısı da İmralı canavarının başına diyorum.    
GÜNÜN SÖZÜ: 
BU ÜLKEDE 
FEDERAL SİSTEMİ İSTEYENLER, KATİLLER, CANİLER VE VATAN HAİNLERİDİR… 

Kan içici vampirlerin, bölücülerin, çocuk katillerinin cezaevlerindeki ve dışarıdaki BDP milletvekillerinin ölüm oruçlarını destekliyorum.

Aslında PKK ve BDP’liler ölüm orucu filan tuttuğu da yok. Buna da inanmayınız. Bugün 66.gününe giren bu eylemlerde ölen var mı, yok. Ölme zafiyeti gösteren var mı, yine yok. Çünkü bunlar çocuk kanlarıyla, şehit asker, polis kanlarıyla besleniyorlar. Bu emperyalist köpekler, kemik yalayıcılar akıttıkları kanlarla beslenmektedirler.

Ölüm orucunu durdurun diyenler sadece rol yapmaktadırlar. Televizyonlar da  Selahattin DEMİRTAŞ diye ortaya çıkan bir bölücü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde cumhurbaşkanlığı yapmış, genel kurmay başkanlığı yapmış Kenan EVREN’ e katil diye bağırabiliyor. Kenan EVREN’ in 1980 yılında yapmış olduğu darbeyi gündemde tutarak halkı kışkırtma eylemi yapabiliyor. Başkanımız dedikleri İmralı canisi, 30 bin Mehmetçik ve polisin katili Abdullah ÖCALAN’ ın posterlerinin asılmasını sağlayabiliyor.

Bunların hedefi başka, bunların amacı başka. Bunlar ergenek ve çıyanlardır. Onlar Türk düşmanlarıdır. Bu ülkede savcı yok mu, hükümet yok mu. Bunlara kim dur diyecek? Bu ülkenin güvenlik güçleri yok mu? Neredesiniz? Yarın tarih sizi af etmeyecek.

Ölün orucu tutuyor efendiler. Yalan bunlar, amaçları dünya devletlerinin ilgisini Türkiye’ye çekmek. Nerde komaya giren, yok. Cezaevlerinde ki adi suçlular ile siyasi suçluların geçmişteki ölüm oruçlarını hep beraber takip etmiştik. Bir süre sonra Tutukluların ya ölüleri çıkıyordu ya da komadaki halleriyle hastaneye yetiştiriliyordu. İnsanın biyokimyası en fazla 15-20 gün açlığa dayanır. Eğer vitamin ilacı, bal, şeker, su verilirse bu 1.5 aya kadar uzayabilir. Peki soruyorum size, bu bölücüler kaçıncı güne girdi, 66.gün. Nerede komada olanlar, nerede bilincini kaybedenler. Demek ki ortada ölüm orucu filan yok.

Neden ölüm orucuna başladıklarını iddia ediyorlar;Çocuk katili, öğretmen, asker, polis katili Abdullah ÖCALAN’ a özgürlük getirebilmek için. Ya da haklarının iyileştirilmesi için.

Yapma ya!
Devlet bu soruna çözüm bulacak, ölüm oruçları son bulacakmış.

Güneydoğuda 8 yıl görev ifa ettim. Orada ki insanların nasıl yaşadığını iyi bilirim. Kebapları güzeldir, sofraları iyidir, şiş kebabı iyi götürürler. O nedenle BDP vekillerinin mecliste ölürüz filan lafları hikaye.
Bir vatandaş olarak her ne olursa olsun ölümlerin karşısındayım. Ama inanın bu dağ fareleri için tüylerim bile diklenmiyor. Bu hainlere acımak içimden gelmiyor. Siirt’ te düşen helikopterdeki 17 can için 17 Mehmetçik için bu hainlere acımak şerefsizliktir. Bayrağımın gölgesinde bu deyyusların yaşamaya hakkı yoktur.

Sözde barış isteyen uzatan kumandalı BDP milletvekilleri akıllarını başlarına almalıdırlar. Halkı kışkırtmak, vatan hainliği yapmak Kürt halkına hiçbir şey kazandırmaz. Ama şunu da bilsinler ki sabır taşıyor. Meydanlarda “Türk Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir” sloganlarıyla dolaşan barışsever Türkler nihai noktaya gelmiştir.

Deyyustun biri TV lere çıkarak Kürtler, Türkiye’nin zenci kesimidir demiştir. Bu söylev yalandır, tehlikelidir kendi halkını hiçe saymak demektir. Yineliyorum, bu devletin cumhuriyet savcıları bu söylevi yapanları neden sorgulamazlar? Diyarbakır belediyesi binasında belediye binası içerisinde Türk bayrağını sokmayan Osman BAYDEMİR’ i neden yargılayamazlar?

Dünyanın hiçbir bölgesinde kendi vatanına ihanet eden, vefasızlık yapan topluluk yoktur. Bunlar hainlik yaptığı sürece illa da ölüm orucuna yatacağız diyorlarsa, ben bir yurt sever olarak ölüm oruçlarını destekliyorum ve darısı da İmralı canavarının başına diyorum.    

GÜNÜN SÖZÜ: BU ÜLKEDE FEDERAL SİSTEMİ İSTEYENLER, KATİLLER, CANİLER VE VATAN HAİNLERİDİR…