Başlık çok iddialı gelebilir. Fakat değil. Fiyatların artması için bir çok neden var. Düşmesi için bir tek neden yok. Tarla üretiminin büyük oranda bittiği,sera üretiminin ise henüz tam olarak devreye girmediği bu dönemde arzdaki düşüş nedeniyle yaş meyve ve sebze fiyatının artması adeta kaçınılmaz.
Üretim yönüyle bakıldığında limon,mandalina ve diğer bazı ürünlerde üretimde düşüş var. İhracatçı ürün bulmakta sıkıntı yaşamamak için fiyatı yükseltmek zorunda. Bu nedenle iç piyasada fiyatların yükselmesi bekleniyor.
Üreticideki 5-10 kuruşluk artışın tüketiciye yansıması 1-2 lirayı buluyor. Bu nedenle fiyat artışı doğal olarak enflasyonu da artıracak. Hükümetin aldığı önlemler, üretim planlaması ile arz-talep dengesini kuran,maliyetleri düşüren, üretimi sürdürülebilir kılan önlemler değil. Maliyeti daha da artıran ,üreticiyi üretimden soğutan dolayısıyla fiyatların yükselmesine neden olacak önlemler.
Hiçbir zaman sorunun kaynağına inilmiyor. Sorunun kaynağında üretim maliyetlerinin yüksek olması var. Üretim maliyetlerini düşürmeden fiyatı düşüremezsiniz. Sorunun kaynağında ürünün arz zincirinde sıkıntılar var. Üreticide ucuz olan ürün tüketiciye pahallıya satılıyor. Bunda da marketlerin yüksek kar hırsı var. Buna yönelik bir önlem alınmıyor.
Ambalaj zorunluluğu fiyatı düşürmez artırır
Yaş meyve ve sebzede fire oranlarının yüksek olması önemli sorunlardan birisi. Fire ve kayıp oranlarının azaltılması, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nde uzun zamandan beri tartışılıyordu. Buna yönelik önemli bir düzenleme yapıldı.
“Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standart Uygulamalara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” 3 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Tebliğ ile yaş meyve ve sebzelerin ambalajlanması, taşınması ve son tüketiciye sunulması konusunda yeni düzenlemeler yeni standartlar getirildi. Bu tebliğ ile yaş meyve ve sebzede yüzde 25’lere varan kayıp ve fire oranlarının düşürülmesi hedefleniyor. Özünde doğru bir hedef.Bu konuda önlemler alınması da gerekiyor. Fakat, şu anda öncelikli bir konu değil. Üretime ilişkin sorunlar çözülmeden, üretim maliyetlerini düşürmeden uygulanacak bu tedbir yaş meyve sebze fiyatlarını düşürmek bir yana ciddi olarak artıracaktır.
Tebliğin uygulanması, üreticiden başlayarak son tüketiciye kadar her aşamada yeni yatırımlar yapılmasını gerektiriyor. Domates üreten çiftçi, yüksek girdi maliyetleri nedeniyle ürününü satmakta zorlanırken bu tebliğle “domatesini ambalaja koy” denilerek yeni bir yatırım yapması isteniyor. Bu maliyeti daha da artıracak bir önlem. Perakendeci ve marketler açısından da ürünü ambalajında satma zorunluluğu maliyetleri ve dolayısıyla fiyatları artıracaktır.
Marketlerde ambalajlı ürün 2-3 kat daha pahalı
Bu tebliği hazırlayanlar bırakın üretim merkezlerine gitmeyi evlerine alışveriş yapmak için markete bile gitmedikleri anlaşılıyor. Herhangi bir marketin yaş sebze ve meyve reyonunu ziyaret ederlerse ürünler hem dökme olarak hem de küçük ambalajlarda tüketiciye sunuluyor. Dökme ürünün fiyatı ile ambalajlı ürünün fiyatı arasında en az iki üç kat fark var. Ambalajlı olanlar daha pahalı. Çünkü onun maliyeti daha yüksek.
Tekrarlamakta yarar var. Yaş meyve ve sebzelerin üretim aşamasında başlayarak kalite ve standartlara uygun olarak ayrılması, boylanması, ambalajlanması,soğutucu araçlarla taşınması ve tüketiciye ambalaj içerisinde sunulması gerekir. Buna kimsenin itirazı yok. Kaldı ki bunu yapan firmalar da var.
Fakat enflasyonu düşürmek ve fiyatları düşürmek için önlem aldığını söyleyenlere hatırlatmak gerekir ki,aldığınız bu önlem fiyatları düşürmek yerine artıracak bir önlemdir. Üreticiden hasat ettiği ürünleri soğuk depoya veya frigorifik denilen soğutucu araçlara konulmadan önce ön soğutma yapılmasını istiyorsanız bunun için yatırım yapılması gerekiyor. Yeni yatırım yeni maliyet demek. Üretici bunu nasıl yapacak?
Bunun için ciddi altyapı yatırımları gerekiyor. Ambalaj için her üreticinin tek tek yatırım yapması mümkün değil,ekonomik de değil. Üreticilerin bir araya gelerek bu yatırımları yapması gerekir. Üretici birlikleri,kooperatifler aracılığıyla bu yatırımları yapabilir. Üretici örgütlerinin bu konuda yatırım yapmaları desteklenmeli. Ürünün uygun koşullarda taşınması için soğutucu araç alımı için kooperatif ve birlikler desteklenmeli. Keşke tebliğe bu yatırımları yapan kooperatiflere destek verilecek diye bir madde de eklenseydi.
Tebliğin hemen uygulanması mümkün değil.Bu nedenle bazı maddeleri 1 Haziran 2018,bazı maddeleri ise 1 Ocak 2019’da uygulamaya konulacak.Buraya yazıyoruz. O tarihlerde de uygulanması mümkün değil. Buraya yazıyorum, o gün geldiğinde tekrar tekrar ertelenecek.
Dikkatli okurlarımız hatırlayacaktır. Ekmek de ambalaja girecekti. Yaş meyve ve sebzeye göre daha kolay bir uygulama. Ekmek mahalle fırınında üretilip mahallede dağıtılan bir ürün. Ekmekte bile ambalaj uygulaması başarılı olamadı. Antalya’da üretilen yaş meyve ve sebze ambalajlı olarak İstanbul,İzmir,Ankara’ya nasıl gidecek? Elbette az da olsa gider. Ama maliyeti ve fiyatı bir kaç kat artmış olarak.
Özetle, yaş meyve ve sebzede kayıp ve fire oranlarının azaltılması çok önemli. Bunun için belli standart ve kurallar getirilmeli. Fakat biz daha oralara gelemedik. Üretimden başlayarak maliyet sorununu çözmemiz gerekiyor. Yüksek maliyet ve pazarlama zincirindeki sorunları çözmeden fiyatların düşmesini beklemek hayal olur.