Bunları bilen veya yaşayan biri olarak bu yazımı kaleme alıyorum. Allah mesut, bahtiyar, sağlıklı ve mutlu bir şakide bütün çiftleri bir yastıkta koçaksın.
YUVANIN, çocuklar açısında ehemmiyet arz eden yönü vardır ki, anne ve babanın, ayni elektrik yüklü zerreler gibi, birbirini ittiği ve birbirinden uzak durduğu bir yuvada yetişen çocukların durumu doğrusu içler acısı olacaktır.Şu bir gerçektir ki, çocukların duygulu ve saygılı, ayni zamanda içinde bulundukları cemiyet için iyi birer rükün olabilmeleri, ancak ve ancak her yönüyle imtizaç etmiş, uyumlu bir ailenin yumuşak ve sevgi dolu atmosferinde gerçekleşebilir. Anne-babanın, aile içinde her gün bir toz-duman gibi gelip duygular üzerine çöken huysuzluğu anlaşmazlığı, kavga ve gürültülerinin, bu saf dimağları da zamanla huysuz ve saygısız kılacağı açık- tır.Bu da, çocukların hayatları boyunca daimi rehber olarak kabullenmeleri gereken anne-babalarına karşı itimatlarının sarsılmasına yol açacaktır ki böyle bir yuvanın emniyet ve huzur vaat etmesi mümkün değildir.
Şuurları böylesine perişan olmuş fertlerin, cemiyete faydalı birer uzuv olmaları bütün bütün imkânsızdır. Eğer bu insanlar ciddi bir iyileştirmeye tabi tutulmazlarsa bütün bütün kimliklerini yitirip, cemiyeti kemiren birer parazit haline dönüşmeleri de ihtimal dâhilindedir.Cürüm işleyen ve ondan zevk alan çocukların bir kısmının aile huzursuzluğu temelde bu çocukların ciddi bir ailenin sıcak içtenlikle sevecen bir yuvada büyümemelerinden ileri geliyor. Hâsılı, eğer cemiyet hayatı iyi bir aile ortamı ile desteklenmez ise, böyle bir cemiyette yetişen çocukların azgınlık ve taşkınlıklarına değil, istikamet ve dürüstlüklerine şaşılmalıdır.