Kadın!
Koptun mu hayattan? Ya da kırdılar mı dalını, budağını? İncittiler mi kadın seni? Susturdun mu peki acını?
Kadın!
Her an kırılacak gibi gözlerimize bakan insan. Yürek. İyi niyetin ete kemiğe bürünmüş hali.
Kadın!
Daha çocukken ayrımcılığa maruz kalır. Eteğini ört. Ayıp. Sen kızsın edepli ol. Kafamda deli sorular;
-Kızlar edepli, erkekler edepsiz mi?
Kadın! 
Daha on yaşına gelmeden ev işlerine yardım etmeye başlar. Erkekler ise sokakta top koşturmaya. Sadece ekmek almaya giderler mahalle bakkalına. O da binde bir, inat ve nazla…
Kadın!
Cinsiyet ayrımıyla gururu ayaklar altına alınan insan. Kimi zaman anne, kimi zaman sevilen, kimi zaman sadece ev işi yapan hizmetçi, kimi zaman obje(?). Siz beni anladınız.
Kadın!
Bekâret denen illetle baş etmeye çalışan, uğruna canından olan, ruh sağlığı hiçe sayılan, hatta rızası vardı denilerek yok sayılan canlı(!).
-Sağ kalmak canlılık mıdır?
Kadın!
Sanki yaratılışı baştan aşağı hata olarak görülen amma velâkin hayatta olmazsa olmaz olan, nefes alan, nefes verip yaşatan, huzur veren, koruyup kollayan, yemeyip yediren, içmeyip içirendir kadın!
-Anladınız mı anlayamadım.
Kadın!
Adı var kendi yok. Cismi var ismi yok. Canı var sesi ok. Gözü gönlü var da ruhu yok…
Kadın!
Evet, kadın var. Daha da var olacak. 
Anlaşıldı mı?
Sorusu olan kendine saklasın…