İnsanların ve hayvanların beslenmesinde yaygın olarak kullanılan mısır, buğday, soya, ayçiçeği, mercimek  gibi ürünlerde üretim bir kaç ülkenin tekelinde. Üretici ve ihracatçı ülke sayısı azalırken, ithalatçı ülke sayısı artıyor. Bu yapı, gıda ve yem fiyatlarının yükselmesine, spekülatif fiyat hareketlerinin artmasına neden oluyor.

İklim değişikliği, açlık, yoksulluk, suya erişim, koronavirüs pandemisi, biyoçeşitliliğin yok edilmesi gibi bir çok küresel sorun yaşanırken, insanları tehdit eden bir başka önemli sorun yem ve gıdada tekelci bir yapının her geçen gün güçlenerek yükselmesidir.

İnsanların ve hayvanların beslenmesinde yaygın olarak kullanılan mısır, buğday, soya, ayçiçeği, mercimek  gibi ürünlerde üretim bir kaç ülkenin tekelinde. Üretici ve ihracatçı ülke sayısı azalırken, ithalatçı ülke sayısı artıyor. Bu yapı, gıda ve yem fiyatlarının yükselmesine, spekülatif fiyat hareketlerinin artmasına neden oluyor.

Eski Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu her ay yayınladığı “Tarım Ürünleri Piyasa Analiz Bülteni”nde bu tehlikeye dikkat çekiyor. Bu ay yayınladığı bültende ürün bazında bu tekelci yapıyı açıklıyor. Bazı temel ürünlerdeki tekelleşmeye bakalım:

Buğday

Dünya buğday üretiminin yüzde 60’ını sadece 4 ülke gerçekleştiriyor. Buğday üretiminin yüzde 17’sini Avrupa Birliği, yüzde 17’sini Çin, yüzde 14’ünü Hindistan ve yüzde 11’ini Rusya gerçekleştiriyor.

Buğday ihracatının ise yüzde 76,68’ini 5 ülke yapıyor. Buğday ihracatında lider konumuna gelen Rusya, 2020-2021 sezonunda 39 milyon ton ile toplam ihracatın yüzde 20.1’ini gerçekleştirdi. Amerika Birleşik Devletleri, 36.8 milyon ton ile yüzde 18.9’unu, Avrupa Birliği, 26.5 milyon ton ile yüzde 13.6’sını, Kanada 26.5 milyon ton ile buğday ihracatının yüzde 13,6’sını, Avustralya ise 20 milyon ton ile ihracatın yüzde 10.3’ünü yaptı. Bu 5 ülke dışında kalan tüm ülkelerin toplam buğday ihracatı yüzde 23.32 ile 44.9 milyon ton oldu.

Mısır

Dünya mısır üretiminin yüzde 65’ini sadece 3 ülke yapıyor. Amerika Birleşik Devletleri mısır üretiminin yüzde 32’sini tek başına gerçekleştirirken, Çin, yüzde 23’ünü, Brezilya yüzde 10’nu gerçekleştiriyor. İhracatın ise yüzde 65’ini Amerika, Brezilya ve Arjantin yapıyor.

Soya

Dünya soya fasulyesi üretiminin yüzde 82’sini Brezilya, Amerika ve Arjantin sağlıyor. Brezilya yüzde 37 ile ilk sırada, Amerika yüzde 31 ile ikinci, Arjantin yüzde 13,5 ile üçüncü sırada.

Hem gıda hem de hayvan yemi için en önemli iki ürün olarak kabul edilen soya ve mısırda üretimde, ihracatta 3 ülkenin, Amerika, Brezilya ve Arjantin’in egemenliği var.

Ayçiçeği

Dünya ayçiçeği üretiminin yüzde 73’ünü 3 ülke gerçekleştiriyor. Sadece Rusya ve Ukrayna’nın üretimi yüzde 55 seviyesinde. Ukrayna dünya ayçiçeği üretiminin yüzde 28’ini, Rusya yüzde 27’sini ve Avrupa Birliği yüzde 18’ini üretiyor.

Mercimek

Dünya mercimek üretiminin yüzde 60’ını sadece Hindistan ve Kanada gerçekleştirirken, ihracatın yüzde 58’ini tek ülke, Kanada yapıyor.

Türkiye bu 5 temel üründe de ithalatçı konumunda. Pandemi sürecinde bu ürünlerle ilgili üretici ve ihracatçı ülkelerin aldığı her kısıtlama kararı veya dünyadaki fiyat artışı Türkiye’nin ithalat faturasını kabarttı.

İnsanlık için büyük tehlike!

Bu tabloyu herkesin çok iyi okuması gerekir. Tarımda yaşanan sorunların sadece üreten çiftçilerin sorunu olmadığını, asıl tüketicilerin sorunu olduğunu bu tablo çok net ortaya koyuyor. Türkiye üretmezse, daha pahalıya gıda ve yem ithal etmek zorunda. Bu da tüketicinin yani herkesin daha pahalıya gıda tüketmesi demek.

Dünya çapında temel ürünlerdeki tekelleşme insanlık için en büyük tehlikelerden birisi. Biyoçeşitlilik, yerel tohumların korunması ve kullanılması her zamankinden daha önemli hale geldi.