Herkes bilir ki. Dış politikalar iç politikanın dışta devamıdır. 14 Mayıs 1950 den sonra uygulanan iç politikalar dış politikalarda da devam ettiğinden bu gün dış politikamız karaya oturmak üzeredir. Dış politikamız karaya oturmak üzere olduğu gibi içerdeki politikalarımız da Türk milletine verdiğimiz sağlık hizmetlerini de karaya oturtmuştur. Sağlık herkesin çok iyi bildiği gibi Dünya sağlık teşkilatınca şu şekilde tanımlanmıştır.
SAĞLIK, SADECE HASTALIK VE SAKATLIK DURUMUNUN OLMAYIŞI DEĞİL KİŞİNİN BEDENEN RUHEN VE SOSYAL YÖNDEN TAM BİR İYİLİK HALİDİR
Türk tabipleri sağlığın bu tanımını gönülden benimsemişler uygulama ya konulması için mücadele vermişlerdir. Ve halen de bu mücadeleye devam etmektedirler
Cumhuriyetimizin ilelebet muhafaza ve müdafaasına gelince: Atatürk’ün gençliğe hitabesinde direktifi benimserler.
“ İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır” direktifindeki gibi düşünür.” Türk siyasetinin Cumhuriyetimizi yıkmak isteyen ( harici ve dahili bedhahlarla) yıktırmamak için görev verilmiş kuva-yi milliyeciler arasında geçtiğine ve geçeceğine inanır.
14 Mayıs 1950 de başlayan açık bütçeler yolu ile Türk milletinin cebinden paraları, sofrasından yiyecek ve içecekleri alınmıştır/ alınmaktadır. Bu gaflete tüm siyasi iktidarlar ve müdahale dönemleri de dahildir. Hekimler şuna inanmaktadırlar ki ceplerinden paraları sofrasından yiyecek ve içecekleri alınan insanlar sağlıklarını kaybederler. Onlar sağlıklarını geri vermek için hiçbir ilaç hiçbir ameliyat çare olmaz. Çare DENK bütçeye dönmek ve Laik eğitime dönerek onlara sağlıklı yaşamak için gerekli bilgileri kazandırmak geçim ve barınma olanakları sunmaktır.
Son 14 yıllık AKP döneminde de Türk milletinin cebinden paralarını sofralarından yiyecek ve içeceklerini alan açık bütçeler ve laike eğitimden uzaklaşılarak insanlarımıza güncel yaşam için maddi olanak ile yurt ve dünya sorunlarını aşacak bilgiler verilmemiştir. Bu ortamda ortaya çıkan AKP karnesi çok kötü bir karnedir. Sunuyorum.
2003 te bir ABD Doları 1.320.000 TL iken 3.945..000 TL ye çıkmıştır. Artış 3 mislidir
2003 te Bir gram altın. 18.000.000 TL den 168.000.000 TL ye çıkmıştır. Artış 9 mislidir
2003 te Bir çeyrek altın. 24.000.000 TL den 272.000.000 TL ye çıkmıştır. Artış 11 mislidir
Açık bütçeler yolu ile Türk milletinin cebinden 469. Milyar TL alınmıştır.
Bilim uymayan eğitim uygulamaları bilime uymayan bütçe ve ekonomi uygulamaları her zaman bilime uygunluk gerektiren sağlık hizmetlerinin Türk milletine verilmesini engelleyen en önemli temel yanlışlardır.
Atatürk’ün 15 yılda yürüttüğü iç ve dış politikaların ve sağlık politikalarının dünyaya örnek teşkil eden başarılarının temelinde DENK bütçe + Laik eğitim vardır.
Türk hekimleri de meslekleri gereği bilime inanırlar. BU nedenle mesleklerini tam yapabilmek ve Türk milletine yukarıda arz edilen sağlık hizmetlerini sunabilmek için DENK bütçeye ve laik eğitime dönmek gerektiğine inanırlar.
Bu gaflet yolu aklın, bilimin, yüce dinimizin ve ebedi başkomutanımızın bize gösterdiği yol asla değildir. Akıl, bilim, yüce dinimiz ve ebedi başkomutanımızın bize emrettiği yola “DENK Bütçe+ laik eğitime” dönerek işe acilen başlanmalıdır.Aksi halde ne iç ne de dış saldırılardan başarı ile çıkamayız. Milletimize istenen düzeyde sağlık hizmeti verilemez. Bilimsel bulgulara ve verilere dayanarak hizmet veren Tüm tabiplerimizin buna inandıklarına şüphe yoktur. 8 Nisan 2018 tarihinde Ankara Tabip Odasının seçimlerinde bu inançla seçimlere giren başta bugünkü yöneticilerimiz olmak üzere tüm ekiplere başarılar dilenir.